Bir Tatil Günlüğü


Güneş kum deniz ve tatil...  Sanırım herkesin hayali bu dörtlü. Tatile çıkarken türlü heyecanla yola çıkıyoruz. En azından benim için öyle oluyor. Heyecanımı maruz görün, yola çıkacaksak mutlaka saatlerce öncesinden yla çıkma telaşesi sarıyor her yanımı. 

Yola çıktık. Feribotla Armutlu'ya gidecektik. 2 saat önceden çıktık dışarı. Sırt çantamın içine iki günlük kıyafeti bir gün önceden doldurmuştum çoktan. Eğer uzun süreliyse tatilim mutlaka bir hafta öncesinden hazırlardım bavulumu.. Yola çıkacakları gün valizlerini hazırlayan insanlara oldum olası şaşırırım bu yüzden. 

Armutlu'ya geldiğimizde sımsıcaktı fakat nem olmadığından o kadar da rahatsız etmiyordu. İstanbul'luların genel serzenişi olan "nem çok nem" muhabbetini işte o an anladım ben de. 

Denize girmedik ilk gün. Temiz hava insanı öyle bir çarpıyor ki, daha önce içki içmemiş insana 5-6 kadeh içki içirmişsiniz gibi kafanız  güzel oluyor. Hele ki benim gibi İstanbul'un en pis ilçesinde yaşıyorsanız, gittiğiniz yer Armutlu gibi bir yer olduğundan kafayı bulmamanız imkansıza yakın oluyor.  İlk gün sadece uyudum. Uykuya doyduğumu anladığım ikinci gün ancak denize inebildim. Deniz harika sayılmadı ama idare ederdi. İşte o an Karadeniz'i ne kadar özlediğimi anladım. Ah o Karadeniz akşamları.. Kuzenlerle yakılan ateşler,  edilen sohbetler, içilen çaylar, pötübör bisküviler falan her biri ayrı bir güzellikti benim için. 

Tatilin sonuna geldik ki tatilin ne demek olduğunu anlayamadık. Hani o filmlerdeki gibi dinlenme deseniz, zerresi yoktu. Kitabımı yarıladım ama ben her yerde o yarıya gelirdim zaten. Bolca instagram hikayelerini izledim, fotoğrafları beğendim ki bunlar da zaten normalde yaptığım şeyler. Bloglarınızdan uzak kalmamaya çalıştım zar zor edindiğim internet ile.. Oyunlarımdan uzak kaldım ki belki o konuda bir tatil yaşamış olabilirim. 

Şimdi eve gitmek için dakika sayıyor olabilirim. Elimde iki sırt çantası dolusu kirli çamaşır, karmaşık bir beyin, yorgun bir vücut ve neden bu tatile çıktığımızı anlayamayan bir düşünce var. 

Bu konuyu bir yere bağlamam gerekirse: siz siz olun tatilinizi bir haftadan az tutmayın. İki gün kesinlikle hiç bir şeye yetmiyor. Ayrıca ido armutlu-yenikapı deniz otobüsleri eski oldukları kadar, sıkıcı, içlerinde bir su satacak kantini bile olmayan, yavaşlıkları ile deniz  kaplumbağaları ile yarışmaya aday olan vapurlar. Yerinizde olsam başka türlü gelirim buralara. En azından bir dahakine ben öyle yapacağım. 

Yorumlar

  1. Ay bizde armutluya yakin diye gitmek istiyoduk cocuk olunca malum :) bide kisa bir ziyartte görmüstk sakinligi hosumuza gitmisti. :)

    Olsun iisiyle kötsüyle gecmis tatilin canm. Simdi bol bol dinlen 😄

    YanıtlaSil
  2. tatil için dediğiniz gibi en az 1 hafta makul..aslında bence 2 hafta yeter de artar bile..yazınız iyi bir tatil derlemesi olmuş,elinize sağlık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. iznimiz olmadığı için 2 gün 3 güne sıkıştırıyoruz maalesef :/

      Sil
  3. Pötübör piskevüt var mı ki piyasada Hoca'M...o_O

    Lezzet düşüklüğü sebebiyle üretiminin devlet tarafından khk kararı ile yaklaşık on yıl önce durdurulduğunu biliyorumda ben...:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. var tabi ki olmaz mı. harikadır çayın yanına süper gider.

      Sil
  4. İyi tatiller canım. Bize bu sene yok seneye artık inş

    http://tembelprenses.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  5. Bir haftadan önce dinlenmiyor insan gerçekten de ama yine de hava değişimi iyidir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bizim için hava değişimi oldu sadece zaten, ne olduğunu anlamadan döndük :)

      Sil
  6. Tatil mi? Tanıdık gelmedi :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..