Aslında Konumuz Makas Eller’in Aşkı

Bazı filmlerde bilinçaltınıza öyle bir aşk göndermesi yapılır ki, filmi bitirince “O neydi öyle ya?” diye sorarsınız kendinize. Aşk temasını bu şekilde gönderen filmlerin hiç birinde muhafazakarlığınızı rahatsız edecek sahneler de olmaz. Zaten etkileyici olan da budur. Hissederek aşık olmak… “Makas Eller”de izleyebilirsiniz bunu rahatlıkla!
Tim Burton yapımından bahsedeceğim sizlere, evet. Makas Eller 1990 yapımı bir film olmakla birlikte günümüzde hiç sıkılmadan izlenecek bir yapıda. Bana sorarsanız bir klasik. İzlemeyenin dövülmesi gerektiği tipten bir film. Aileye yönelik çekilmiş bu filmin türü komedi,dram,macera ve romantizm. Yani içinde bir sürü duyguyu barındırıyor. Aile duygularının ve muhteşem bir aile bağlılığının yanı sıra, dostluk ilişkilerine de yer verilmiş. Aile yapısının bozulmaya başladığı günlerde izlenmeli!
edward-scissorhands-poster1Tim Burton’un vazgeçilmezi Johnny Depp’i tekrar görüyoruz sahnede. Elbette muhteşem oyunculuğunu da. Bir bilim adamı tarafından yapılan Edward (Johnny Depp) karakteri, robottan çok insani özellikler taşıyor. Tek bir farkla; o da makas elleri. Makas ve bıçaklardan oluşan elleri ile muhteşem yaratıcılığını pekiştiren Edward; bahçe işleri, köpek kırpma işlemleri ve hatta kadınların saç kesimine kadar bir çok işe yarıyor. Tabi buraya gelene kadar Peg Boggs ile tanışmasını anlatmalıyım sanırım. Peg Avon temsilcisi bir bayandır ve çevresinde hiç arkadaşı yoktur. Ailesi ile mutlu bir yaşam sürdürmektedir. Hiç satış yapamayan Pegg, kasabanın az dışarısında bulunan Edward’ın evine de uğrar. Günlük satış limitini doldurmak için girdiği evde Edward ile tanışan Pegg, annelik duygusu ile onu orada yalnız bırakamaz ve evine getirir. Edward’ın makas elleri ile yaptığı muhteşem tasarımlar o kadar göz doldurur ki, televizyon kanalına bile çıkar. Evin kızı Kim’e aşık olan Edward’ın, Kim’in sevgilisi yüzünden başı belaya girer. Tüm hayatı o dakikadan sonra değişir.
Film akıcılığı ile başınızı döndürürken hep içinizde bir yerlere dokunacağı ilginç halleri de var. Evin babası muhteşem ve asla sinirlenmeyen ideal bir baba iken, anne korumacı ve sevgi dolu bir kalbe sahip. Evin kızı Kim ise, şımarıklığını ve boş vermişliğini Edward’a olan sevgisi ile yenen bir genç kız. Evin oğlu Kevin, için ise, filme dahil olmayan bir karakter diyebiliriz.
Edward, yüzündeki çiziklerle ve soluk benizi, az konuşması,ilginç tarzı ile önce korkutucu, sonra sevdirici bir role sahip. Özellikle Kim ile bir konuşma sonrasında sinirlerinin bozulup sağa sola saldırdığı sahneyi dikkatle izlemenizi tavsiye ederim. Her ne kadar robot olsa da, kıskançlığın vermiş olduğu o hırçınlık muhteşem bir biçimde resmedilmiş. Filmin sonlarına doğru Kim Edward’a olan aşkını anlayınca “Sarıl bana” der, “Bunu yapamam” diyen bir ağlamaklı ses tonu ile karşılaşır ki, benim favori sahnem budur. “Dokunmak isteyipte dokunamama” duygusunu illiklerinize kadar hissedip, iç acısı çekeceksiniz. Ve tabi Kim’in “Seni Seviyorum” dedikten sonra ki “Edward” tepkisi de görülmeye değer.
İzlediğim en iyi aşk filmlerinden bir tanesi “Makas Eller”. İlginç karakteri ile kasabada önce çok sevilen, üzerine atılan bir hata ile yerin dibine geçirilen bir adamın hikayesi. Tıpkı günümüzde bir çok insana yapıldığı gibi. Yaptığınız tek hata, tüm geçmişinizdeki güzel şeyleri silip süpürür. O halde filmden belki de çıkarmamız gereken ders “Hata yapmamaya bakın millet!”tir.

Yorumlar

  1. Teşekkürler güzel insan tanıtım için...

    YanıtlaSil
  2. Sinemada gittiydim ben bu filme 25 yıl olmuş mu gerçekten de, oyyy...

    YanıtlaSil
  3. Çok muhteşem bir filmdir:)

    YanıtlaSil
  4. Immmm.Beni dövmeden izleyeyim o zaman şu filmi hemen :)

    YanıtlaSil
  5. izleyin, gerçekten güzel bir film. :)

    YanıtlaSil
  6. Çok güzeldi ya şimdi görünce duygulandım. Mesajda çok doğru her şey tek yanlışa bakar :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..