Böyle bi olay geçmişti başımdan.

Eski günleri hatırlar ya insan bazen. Ben de bugün hep eskilerdeydim.

Tıp okuyan bir arkadaşın ağır ısrarı sonucunda Body Worlds'e gitmiştim. Hatta buralarda bir yerlerde hakkında yazı da yazmıştım, bilirsiniz. Deli bir doktorun yaptığı bir sergiydi bu. Ölen insanların tüm organlarını parçalarına ayırıp, özel hazırlamış olduğu ilaçlarla çürümelerini engelliyordu.

Adam çılgın olabilirdi evet, fakat gerçekten faydalı bir durumdu bu. Özellikle doktorlar için. Mesela ömrü boyunca sigara içen birinin ciğeri ile, hiç içmeyen insanın ciğerini görebiliyordunuz. Ya da spermin anne rahmine girdikten sonraki haftalık hallerini. Ellerini, kollarını, organlarının oluşumunu.

Organizasyonda yer alanlardan bir tanesi de arkadaşımdı. Sağolsun bizi orada çok güzel karşılamış, başlarından geçen olaylardan bahsetmişti. Şehir efsanesi dönüyordu ortalıkta "Ölüler kokuyordu". Ölüdür bu, kokar diyordum içimden. Sonuçta ölüm her zaman ilgimi çeken bir konuydu. Hele ki o zamanlar Allah beni yanına almakta neden bunca bekliyor diye düşünürken.

Derilerinden ayrılan insan vucutları olabildiğince ilginçti. Bu ilginçliğe kapılan bir genç kız orada gezerken kokudan etkilenmiş güya. Sonra hafifçe başı dönmüş. Gidenler bilir, ölüler bir camın arkasında değil, dokunabileceğiniz kadar yanınızda. Hatta çoğu insan dokunmak istiyor fakat üzerlerinde dokunmayınız falan yazmıyor. Çünkü ölü oldukları için herkeste bir korku hakim. Bir de tabi ortamın loş havası bize hep morgu anımsatıyordu. Onca ölü ya mezarda, ya morg da olur ne de olsa. Neyse, kızcağız "başım dönüyor" demiş, arkadaşları daha dönmeden düşüvermiş. Düşerken de gariban ölü adamın cinsel organına eli çarpmış.  Başta bahsettiğim üzere tüm organlar özel ilaçlarla çürümemesi için işlem görüyor ve yine özel ilaçlarla yapıştırılıyor. Fakat o yapıştırıcı 404 değil tabi ki. Pat diye elinde kalıyor adamın cinsel organı. Adam ölmüş fakat zulmü bitmemiş, yazık.

Arkadaş bunu anlatırken, biz onca ölüye saygısızlık olmasın diye gülmemezlik yapamadık. Hatta o abinin yanına gidip, "yazık ya of" diyerek kahkayı bastık. Neden böyle bir şey yaptık bilmiyorum. İnsan bazen aptallaşıyor tabi.

Neyse efenim, organa ne oldu diye merak edeniniz vardır belki. Buz dolabına paketlenip konulmuş. Tüm vucutlar geri döndüğünde ülkesine, doktor tarafından tekrar yapıştırılacakmış. Ama eminim o kızın unutamayacağı olayların ilk 5'inde bu da vardır. Benim için öyle misal.

Yorumlar

  1. kız bayılırken bile kendine sendrom yapmış yazım :D

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..