Ben Buraya Anlattım.


İlk zamanlar yazdığım yazılarımı hatırlıyorum da.. Ne günlerdi onlar. Her bi ayrıntıyı gelip dökerdim yazılarıma. Abartılı şeyler konuştuğum olurdu hep buralarda. Fakat şimdilerde durum hiç de öyle değil maalesef. Neden bilmiyorum, artık eskisi kadar samimi yazamıyorum. Yazdıklarımın gideceği yerler, hiç de güzel şeyler değilmiş gibi.

Millet korkulu ruyasını gelir suya anlatır, bense buraya. İyi zamanlarını da anlatır, bense anlatmıyorum. Kimseye anlatmıyorum. Geçenlerde mutsuzluk içeren yazı yazdığımda eşim 1,5 aylık evli birine yakışmayacak cümleler sarf ettiğimi söyledi. Fakat öyle değil. Benim doğum günümdü.

Doğum günlerimden her zaman inanılmaz ümitli olurum.27. sini kutladığım benim için özel fakat benden başka hiç kimsenin umrunda olmadığı o günü en az 23 kez kutladığımızı hatırlarım. Diğer 4 tanesinin 3 tanesi küçüklüğümden mütevellit hatırlayamadığım, 1 tanesi ise başka bir gün yokmuş gibi o gün evlenen dayım yüzünden kutlayamadığımız doğum günleri.

Elbette her yıl düzenli olarak 3 temmuz da doğum günüm kutlandı. Fakat fazla kontrolcü olduğumdan olacak, pastamın neli olacağına ben karar verdim, hediyelerime ben karar verdim. Hatta bazen hediyelerim doğum günümden 2 hafta önce falan alındı. Babam sürpriz doğum günü hediyeleri alırdı. Artık o da almaz oldu. Büyüdükçe hediyelerimi kendim seçmem istendi. Sonra ise artık pasta bile alınmaz oldu. Sokak pastalarına güvenilmedi, ev pastası yapıldı.Hatta kendi pastamı bile kendim yaptım.

Filmlerdeki gibi bir doğum günüm olsun diye düşünürüm hep. Eve geldiğimde sevdiğim tüm insanları görebileceğim; "Sürprizz" diye patlatılan konfetiler falan.Hepsi kapitalist sistemin dayatılması. Fakatşu sürpriz olayı olabildiğince güzel gözüküyor. Bu yaşıma kadar aldığım tek sürpriz hareket 10 yaşındayken mağaza camında görüp aşık olduğum peluş hayvanı üç gün sonra bana alıp getiren babamınki olmuştu.

Sonrasında olabilecek her şeyi planlayarak yaşamaya alıştığımdan şimdi kontrolsuz ve geleceğini göremediğim durumlara giremiyorum. Mutlaka sonunu algılamalıyım veya yaptığım hareketin sonunu görmeliyim. Kontrollü olmak gerçekten iğrenç bir şey. Sürpriz görmeye görmeye , sürpriz olayından da inanılmaz korkar oldum. Düşünsene bi, aniden hayatın akışında değişiklik gösteren bir durum oluyor ve sen bundan habersizsin. Evine gelip anahtarınla kapını açtığında seni bekleyenin kapalı bir tv, düğmesi açık unutulmuş bir pc, yemeğini yapmanı bekleyen bir ocak olduğunu düşünürken; başka insanlarla karşılaşmak..

Süprizlerle dolu hayatınız var hepinizin, biliyorum. Etrafınızda düşünceli insanlar var, duygusallar.. Düşüncelerinizi önemsiyorlar. Size koskoca partiler düzenlemeseler de, ufak tefek güzellikler yapıyorlar. İşte o insanların değerlerini bilin. Çünkü o insanlar gerçekten çok özeller.

Yorumlar

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. bana özel şeyler yapılsın isterim ama sürprizlerden hoşlanmam.Benden habersiz bir şeylere dahil olma fikri geriyor beni.Bunun hep kişilik meselesi olduğunu sanmıştım acaba dediğin gibi alışık olmadığımızdan mı kaynaklanıyor bu ?

    Daha az samimi yazmanın nedeni artık daha fazla kişinin okuyor olması olabilir mi?En yakının bile olsa, için döküldüğünde görmesin bilmesin isteyebiliyorsun.Tanıdık birileri ister istemez yazarken kontrollü olmanı sağlıyor.Tabi bu benim düşüncem.

    YanıtlaSil
  3. gayet samimi yazıyorsun..
    sen her zaman sensin.. yazamamak olayı biraz da etkiye tepki olayı; Oğuz Atay'ın dediği gibi; "ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin?"
    anlaşılmakta önemli(bana göre)

    YanıtlaSil
  4. @Çokomell, kesinlikle birilerinin beni takip etmesi sözkonusu.Yani tüm ailem arkadaşlarım akrabaların okuması iyi bir şey değil.

    @safransarı, şimdi yeni tutumayanlara başladım. Gçörünce paylaşıyım dedim :) Teşekkürler

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..