Ivır Zıvır Part 42


Çok kötü fena grip oldum. Televizyonda grip için kötü şeyler diyorlar. Yok efenim neymiş, domuz gribi olabilirmişiz. Yahu domuz gribi olmasam bile, gördüğüm haberler sayesinde olacağım tutuyor. Ateş, halsizlik, baş ağrısı falan hepsi var bende. Ama en fenası halsizlik. Doktora gittim. 5 gün yat dedi. Söylemesi kolay tabi. İşimiz gücümüz yok ya bizim. Hayır işimiz gücümüz olmasa bile yatmayı sevmeyen bir yapım var. Hasta olunca yatan, kendini bırakan insanlara da acayip kılım. Bugün ikinci günüm olmasına rağmen, kalkıp pasta börek yaptım. Dün a kişisi ziyaretime geldi. "Hastaya benzemiyorsun, hasta dediğin yatar" falan dedi. Yatıp uzanmadıkça da kimseye hastalığını kabul ettiremiyorsun, bunu anladım.

İlaç kullanımım dolayısıyla baş dönmesi ve bazen bir şeyleri karıştırma gibi yan etkilerine maruz kalıyorum. Bir de uyuma hali söz konusu ki, muhteşem uykulardan bahsediyorum. Deliksiz ve ruyasız, uzunca uykular. Muhteşem dinlendiriyor insanı. Kafam da boş olsaydı, işte o zaman bu hastalık bana bedava yurt dışı tatiline eş değer olurdu. Fakat gel gör ki kafamın içinde kurtlar kuzular birbirlerini yiyip bitiriyor. Mutsuzum..

Ne kadar çok bilirsen o kadar mutsuz olursun dedi çok sevdiğim bir hocam geçen gün. Oturduk bir sınıfa, sandalyelerimizi çektik, muhabbet eder gibi ders işledik. Hani Amerikan filmlerinde grup terapisi olur ya, öyle bir şeydi. Hatta bir ara hoca, ayağa kalkmamı ve o şekilde kendimi ifade etmemi falan söyledi. Sonra da fazla okumamamı tembihledi. Eve gelir gelmez idefix'teki wishlist imi güncelledim bense. 115 liraya yükseldi istediğim kitaplar listesi. Almak içinse yaptığım fotoğraf işinden gelecek olan parayı bekliyorum. Normal insanlar o paralarla elbiseler alırken ben neden kitap alıyorum ve kitap alırken ağlamaklı oluyorum bilmiyorum. Ama sevinçten ölebiliyorum o an.

Mutluluğu kaybetmemize neden olan bu kitaplarmış. Çünkü bilgi virüs gibiymiş. Bu virüse ne kadar maruz kalırsak, o kadar zehirlenirmişiz. "Bilgi virüsü" diyor hocam buna. Bu da mutluluğa engel teşkil ediyor. Düşünsenize bir, adamın teki var. Çikolatanın tadını kesinlikle bilmiyor. Anlattığınızda da yalnızca dinler. Fakat siz çikolata yiyen ve onu delice seven bir insansınız. Hatta öyle ki,arada krize falan giriyorsunuz. Bilgi de bu çikolata gibi. Olmadığında da olduğunda da size mutsuzluk veriyor. Oluşu size kilo, şişmanlık, basen ve selülit gibi zararlara yol açıp mutsuzluğu vad ediyor. Yeseniz de mutlu oluyorsunuz, yemeseniz de. Bir kez tadmışsınız onu, vazgeçemiyorsunuz da. İşte kitap okuma ve bilgi açlığı da böyle bir şey.

Küçükken, "İnek değilim ben yea" diye ağlardım. Şimdilerde inekliğin bilincine varıp, bununla gurur duymaya başladım. Çünkü aptal ve bilgisiz insanlar gördükçe aptal hareketlerde bulunan insanlara dayanamadığımı anladım. Daha çok kitaplara yöneldim böylece. Hayır, asosyal olmadım kesinlikle. Aksine, insanlarla dalga geçebilme ve eğlenme adına daha sosyal oldum. Sanırım benim de kitaptan kaçış noktam insanlar ve aptal hareketleri.

Haricinde, hala ilgisizlikten nefret ediyorum. Kesinlikle bunu borderline olmama bağlayabilirsiniz. Fakat yapabileceğim bir şey yok bu konuda. İlgi olmayınca ben ben olmuyorum resmen içime başka bir şey kaçıyor. İşin ilginç kısmına gelecek olursak, ilgi olunca da ben başkası oluyorum. Bazen içimde 4 ayrı Büşra varmış gibi hissediyorum. Benliklerim birbiriyle çelişkili fakat bir o kadar da tutarlı gibi. Gereğinde gereğini yapan, birbirlerini aşağılamayan ya da alt etmek istemeyen 4 ilginç karaktermiş gibi. Yok efenim şizofreni değil bu. Hepsinin ismi farklı, statüleri farklı değil. Sadece aynı kişinin farklı taraflarından bakış açıları gibi bir şey. Ah nasıl anlatsam bilemedim ki. Sanırım anlatamıcam ben. En iyisi susayım. Evet susadım.

Yorumlar

  1. Bir kitaplığım, bir de plak koleksiyonum hayatımdaki en değerli "mülklerim" Mülk olmalarının da ötesinde, her birinin bıraktığı apayrı izler olduğu için çok iyi anlayabiliyorum sanırım seni...

    YanıtlaSil
  2. kendimi anlatabildiysem ne mutlu bana :) kitap okumak muhteşem bir şey aslında, tadına varabildiyseniz ne güzel

    YanıtlaSil
  3. okurken kendimizi anlayıp yazarken kendimizi anlatmıyor muyuz zaten biraz da... eline sağlık :)

    YanıtlaSil
  4. Çok geçmiş olsun! Biran önce iyileş :)

    YanıtlaSil
  5. Teşekkür ederim tatlı kıs :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..