Ivır Zıvır Part 39

Bazen çok yorgun hissediyorum kendimi. Şimdi çok bazen.

Ben küçükken anneme "Herkes ölse." dermişim. Dışardaki tüm insanlardan nefret edermişim. "Ayy bu kız çok tatlı" diye eğilip öpmeye çalışan büyüklere öyle bir cırlarmışım ki, bir daha asla öpmeye yeltenmezlermiş. Zaten öpülmekten nefret edermişim. Dokunulmaktan da. İlkokuldayken koluma dokundu diye önce abime dövdürdüğüm çocuğu sonra öğretmenime, en son da müdüre dövdürmüştüm. Küçüklüğümden nefret ediyorum.

Lisedeyken çıkma teklif edenler gözümde hep "gerizekalı" olarak yer edinmişti. Sonra gittim ortaokul arkadaşıma aşık oldum. İroni mi dersiniz, kınadığın başına mı gelir bilemem. O da sizin seçiminiz.

Olasılıksız hayaller kurup, üzerlerine bir şeyler inşaa ediyorum. Hayat bana hiç mi hiç güzel değil.

Yalan söyleyen insanlardan nefret ediyorum. Aynı hızla soğuyorum. Bu günlerde her şeye karşı bir soğuma geldi aslında. Sadece uyuyupta uyanmamak istiyorum. İstediğim onca şeyden en yeganesi Cennet'e kapak atmak. Girdikten sonra bitiririm. Önemli olan kazanmak.

Erdem Yener'den Belki gelsin. Belki herşey çok güzel olur ha? Ne dersin.

İlginç şeyler yapmayı seven biri olarak ilginç deneyimlerimi özledim. SAnırım hafta içi kendimi İhh'da bulacağım. Gidipte işe yaramamın vakti geldi.

Yorumlar