Ivır Zıvır Part 31


Google +'da yine yabancıların paylaştığı bir fotoğrafa Türkçe yorum attım. Kadın nazikçe ve değişik ingilizcesiyle "lütfen ingilizce yorumlar yazın" dedi. Aslında Rus'tu. Bir sonraki yorumumu Osmanlıca yazmaya karar verdim bende. Fakat klavyem müsait değil, şükretsin.

Bugün bir mesajla irkildim. F isimli bir hatun olsun. Adını vermek istemiyorum. Biz ona kısaca Filiz diyelim. Filiz adında kaydolan bir hatun selam yazmış. Kaydettiğime göre tanıyorum dedim fakat kim olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Okuldan olduğunu belirten birkaç harfte yazmışım Allah'tan. "AAa filiz merhaba" dedim. "Beni hatırlamana çok memnun oldum" dedi. Aslında neye benzediği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Bir kermes işinden bahsetti. Çarşamba günü okul içi yardıma ihtiyaçları olduğunu ve görüşmemiz gerektiğini de ekledi. Umarım kızı görünce hatırlarım.

Yarın Sosyal Medya üzerine bir sunum yapacağım. Çalıştığım halde, heyecandan unutacağım yine cümlelerimi. Allah beni yaratırken heyecan tozumu biraz fazla tutmuş anlaşılan.

Bugün trafik inanılmaz fazlaydı. İnanmayacaksınız belki ama metrobüs trafiğinden bahsediyorum. Bildiğiniz durdu metrobüsler. Yolcu indi-bindi olayı yüzünden hemde. Çok kötüydü. Hayır derse geç kalınca da "metrobüste trafik vardı" dediğinizde millet size yalan söylemiş edasıyla bakıyor.

Facebook'ta sevgilisi ile ortak hesabı olmasa, iyi kız aslında.

Türkiye insani yardımda dünya birincisi olmuş. En sonunda iyi bir şey de iyi bir şey olduk. Allah razı olsun.

Kefaret filmini izledim. Üzerine yazmak isterdim fakat neden o kadar yüksek puanlar aldığını bulamadığımdan yazamadım. Yine sevemedim bir kült filmi. Ben benimle ne yapacağım böyle?

Yorumlar

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Haha ilk paragrafa kahkaha attım.:)
    metrobüste de trafik varsa, İstanbul Trafik cumhuriyeti olmuş o zaman.:) Bolu'ya bekleriz Büşra'cım sıfır trafik ölümüne tabanvay.:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..