Ivır Zıvır Part 24


Bazen tasarımın benim işim olmadığını düşünüyorum. Ben yazarım. Yazmalıyım. Yazacağım bir işim olsaydı, en güzeli olacaktı. O zaman mutlu da olacaktım belki.

Malt ne der bilir misiniz? İşte bu linkte şarkısı. Dinleyin, günün şarkısı olsun bu.

Bugünlerde film seçiminde olabildiğince durgunum. Birileri bana bir şeyler önersin, önermeye hiç durmadan devam etsin.

Bugün İbb Beyaz Masa'ya yine bir şikayet dilekçesi verdim. Bu kez hepimizi ilgilendiren bir olaydı. Metrobüslerde deli gibi çalışan kaloriferler. Zaten sokağa uygun çıkıyoruz, dışarda donuyoruz, kalabalık metrobüslerde nefes almak bile zorken bir de kalorifer sıcağıyla boğuşuyoruz. İnsan gibi yaşamıyoruz toprağını sevdiğim İstanbul'umun kalabalığında. Gerçekten bunalıyorum her şeyden. Tabi böyle yazmadım ama buna yakındı yazdıklarım. Lütfen metrobüslere bindiğinizde havalandırmaların açılması gerektiğini söyleyin. Gerçekten yanıyoruz. Sonra dışarda donuyoruz. Sonra da hasta oluyoruz.

Bugün Şenel'e sürpriz doğum günü partisi yaptık. İnanılmazdı.

Bugün Öznur'la uzun zamandır edemediğim havadan sudan muhabbetimizi yaptık. Güzeldi.

Bugün yine delice oyun oynayıp, tüm yapmadığım işleri erteleyeceğim.

Bugün markete gidip peynir reyonunda yaklaşık 10 dakika zaman öldürdüm. Muhteşemdi. Çünkü peynirlerin çeşitlerini çok seviyorum. İzlemek bile mutlu ediyor.

Sonra bugün sırf ucuz diye 6 tane yufka alıp, eve gelip sigara böreği sardım. Bol peynirli ve bol maydanozlu. Siz siz olun, evinizin civarında yufkacı varsa yufkanızı marketten almayın. Ev halkı tarafından inanılmaz tepki topluyorsunuz. Kendimden biliyorum.

Beni tanıyan herkes kafamı dağıtmak için yemek yapmayı çok sevdiğimi bilir. Aslında mutluyken de yapmayı çok seviyorum. Aslında ben tüm işi gücü bırakıp, bir mekan açıp işletmeliyim. Boğaziçi mezunu çocuk Boğaz'da işletme sahibiyse, ben de yapabilirim bence.

Neyse, sonuç olarak bir ıvır zıvırın daha sonuna geldik. Ve ben uzun zamandır fotoğraf çekmedim. Hayır, ağlamıyorum. Gözüme bir şey kaçtı.

Yorumlar

  1. "tasarımdan, yazmaktan, malt'tan, şarkıdan, film seçiminden, ibb'ye verdiğin şikâyet dilekçesinden, şenel'e sürpriz d.günü partisi, öznur'la hava-su muabbetten mutluluktan, market-peynir-maydonoz-yufka-sigara böreinden, mutluyken de mutsuzken de yemek yapmayı sevmekten, boaziçi mezunu çocua öykünüp, neyim eksik benim kadıoğlunun eğitiminden deyip, boaziçi'nde bi işletme, bi mekân saibi olma düşüncesi, uzun ara verdiğin uğraşın; fotoraf çekmeyi özlemekten, 'hayır!. ağlamıyorum!...'a nası geldin, onu merak ediyorum?!.
    walla, yani; helâl olsun?!!.
    ..
    aslında, gözümüze toz kaçmasının nedeni, bilinen belirli etkenler değil çoğu zaman!. dışardan bakıldığında sebepsiz gibi görünen, her bi insanoğlunun bizzat kendine has, bitakım bazı hususî sebepler vardır..
    "gözüne toz kaçmış" birine, 'hayrola!. durduk yerde nie de ağlıyosun?!' gibi, anlamaktan uzak sorular sormamalı; anlamaya çalışmalı!.

    YanıtlaSil
  2. hepsi birleşince sıkıntı oluyor zaten. Kimse de beni anlamıyo, aslında anlıyo bazen kimse ama yine de anlamamazlıktan geliyo. ergen oldum ben.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..