Evlilik Hatıratları!


Eğer yaşınız kemale erdiyse, mutlaka sizlerde bizler gibi, mahalle baskısına mutabık bir biçimde görücü usulüne yönlendirilmişsinizdir. Bir sürü okullar okuyup, bir sürü ortamlara girmenize rağmen, başınız önünüze eğik bir biçimde yaşantınız, tüm mahalleyi ve sülaleyi rahatsız eder. Çünkü amcanızın oğlu, sokakta gördüğü kıza tutulmuştur, dayınızın kızı yoldaki adamla tanışmıştır, bilmem kimin bilmem nesi ona tutulmuştur, yok şu buna! Hele filmler yok mudur o filmler? Analarınız babalarınız o filmlerdeki aşkları görürde, "benim oğlum neden bulamadı hala bi tane?" diye dövünür durur. Sanır ki, etrafında evlenen tüm çiftler, öyle aşklar yaşıyor da evleniyor!

Evlenen çiftler arasında ufak bir araştırmaya koyulursun. "Haa, bak evlendi de noldu, oraya gelemedi, buraya gidemedi" diye kendini avutursun. Sonra çocuğu da oldu mu anlarsın ki, senin arkadaşın artık anne olmuş. Artık onun başka bir hayatı var ve bekar bir insana orada yer yok. Çünkü yanına gittiğinde anlatacağı tek şey eşi ile arasında geçen olumlu ya da olumsuz şeyler, çocuğun yemek zorlukları veya uykusuzluk. Aslında bunlar senin umrunda bile değildir. Sen daha çok iş konuşmak istersin, siyaset konuşmak istersin, gündemden bahsedersin, sinemadaki filmlerden söz edersin. Fakat onun hiç ilgisini çekmez. Çünkü onun daha önemli işleri vardır. Ev geçindiriyordur o, ev! Senin gereksiz ve alakasız konuların umrunda değildir. O akşam yapacağı yemeği düşünür. Haklıdır da. Fakat sen de haklısındır. Bu yüzden evli arkadaşını, kendin evleninceye dek çekmecene kaldırırsın. Evlenme arefesinde kullanmaya başlar, evlilik boyunca yine o en yakın arkadaşın olacağını umarak. Zira evlilerin dilinden evliler anlar ancak.

Sapır sapır dökülen arkadaşlarının arasında "evde kalmış" durumunda olursun. Tatile çıksan da , çok büyük işler yapsan da herkes için önemli olan "evlenmemiş" olmandır. Kaderden, kısmetten ve mukadderattan anlamaz bu insanlar. Evliliği düşünmeyen bir erkeksen eğer, işte o zaman yanarsın. Muhtemelen mahalleli halkı "Bu çocukta bir şey var, hadi hayırlısı" diye dedikodunu bile çıkarır. Olmadı mı? Bizim mahallede oldu. Çocuk evlendi, çocuğu oldu da ancak inandılar normal olduğuna.Çünkü onlar için normallik evlenip çocuk sahibi olmaktı.

Sana doğarken endekse edilmeyen fakat sonraları mahalle tarafından bilincine düzülen "Doğ, yaşa, evlen, çocuk sahibi ol, çocuğunu evlendir, torun sev, öl" direktifleri vardır. Eğer bunlara harfiyen uymazsan vay halinedir. Seni bakışlarıyla yerler. Olmadı, sözleriyle yerler. O da olmadı kolundan tutar da seni görücü usulü denen o ilginç müessese ile tanıştırırlar. Görücü hatıratlarımı da anlatıcam başka bir yazımda. Fakat şimdi vakti değil. Şimdi vakit, evlilik vakti.

Evlilik baskılarından bunaldıkça bunalırsın. Soluğu yüksek ihtimalle yurt dışında alırsın. Ya da çıkarsın mertçe "Abiler bende bir sorun var, evlenmek istemiyorum" dersin, püskürtürsün. Mahalleliye dedikodu malzemesi verdiğin için, senden iyisi de yoktur hani.

Evlilik baskısının bireyler üzerindeki etkisi aynıdır. Kız veya erkek olmanız olayın ciddiyetini kesinlikle değiştirmez. Eğer belli bir yaşa geldiyseniz, nefes alıp vermek gibi evlenmeniz de gerekmektedir. En azından Anayasa Mahkemesinin bir üst makamı olan Mahalle sakinleri böyle düşünmektedir.

Neyse efenim, az önce mahalle baskısı yaşayan biz bekarların çektiklerinin çeyreğinden azını okudunuz. Bu yazıyı okuyan evli insanlardan her hangi birisiyseniz, emin olunuz çok şanslısınız. Tabi çocuğunuz da olduysa. Eğer üçüncü çocuk olduysa tabi. Zira eşiniz hamile olduğu an ikinci çocuğu ne zaman düşünüyorsunuz soruları gelmeye başlayacaktır. Başlamadı mı? O zaman uzayda size mutluluklar. 

Yorumlar

  1. Konu komşunun derdi hiç bitmez. İlle o koca burunları birilerinin hayatına girecek. Elalem için değil kendisi için yaşamalı insan.

    Eşi tarafından öldürülen kadınlar da mahalle baskısına uğramışlardır zamanında; ama şiddet görürken, canından olurken kimse yanında olmaz. Kaderi böyleymiş derler. Kader kadar başlarına taş düşsün.

    YanıtlaSil
  2. koy gitsin evliliğe desem?
    Bence insanlar birbirlerinin mutluluklarını istemediklerinden evlendirmeye çalışıyor.
    Peki sen buna düşecek kadar salak mısın
    Hayır!
    Bekar arkadaşlarını kıskanır evli olanlar.
    Bende evliyim,kıskanmadım çünkü bakımsız,eli kolu bağlı,mala bağlamış bir hatun değilim ama çoğu evli adam ya da kadın böyle oluyo.
    Ne yapıyormuşuz.
    Siediyomuşuz ve bu yazıdan sonra gülümseyerek yola devam ediyormuşuz veeee
    istediğimizle öpüşüp,gezişiyomuşuz...
    Neden?Çünkü bekarlık madense evlililer sadece bir parça pırlantaaa! Gir madenine !

    YanıtlaSil
  3. Arkadaş böyle şeyler yazacaksanız başına bir not ekleyin "Syrano okumasın" falan diye uyarın :))

    Bu konularda o kadar canım yandı, en beklenemediğim kişilerden öyle ağır kazıklar yedim ki ne zaman konusu açılsa en içten sövünçlerimle en az 100 sayfa sövgüler düzmeden rahat edemiyorum.

    Hem hep teşhis hep teşhis allasen, tedavi ne peki, ha bir de onu yazın anacım :))

    Ayrıca soran olmadı ama Şirvan'a katılıyor, o taşa bin taş da ben ekleyerek şiddeti arttırmak istiyorum ve fakat leydi Plaza, sizi kınıyorum kuzum :))

    YanıtlaSil
  4. Bak sinirden "beklenemediğim" yazmışım bir de, ooffff offf :)))

    YanıtlaSil
  5. syrano, istanbul a geldiğinde haberim olsun ben sana neler yapman gerektiğini bi'hare anlatayım. Bizim işimiz tespit yapmak, yazarız biz. :))

    YanıtlaSil
  6. Bu ara bu hayaller ve evlilik gercekten uzak kavramlar be dostum O.H

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..