Sıkılmaktan sıkılıyorum!

Zaman çabucak akıp gidiyor. Gittiği yere selam götürmüyor hem de. Giderken içimden bi şeyleri de çekip alıyor. Derken sıkılıyorum. Demezken de sıkılıyorum. Aslında ben hep sıkılıyorum.

Dünya ile alıp veremediğim olduğunu, beni zorla getirtilen psikiyatristten öğrenmiştim. Öyle ki, adam "Dünyayı o kadar çok sıkıyorsun ki, bu da seni zorluyor. Bırak kendi haline. Her şeye müdahale edemezsin " demişti. O gün söylediklerini anlamamıştım. Çünkü henüz 15 yaşındaydım. Fakat şimdi çok iyi anlıyorum.

Mesela sizin için hiç bi' önemi olmayan her  hangi bi'şey benim için o kadar büyük muhimmatlar taşıyor ki. Sen de Suriye'ye giden muhimmat kamyonu, ben diyim Amerika'ya yapılan gemi yolculuğu. Bugün için yaptığım planın her hangi bir nedenle gerçekleşmemesi, kumpir yemek istediğimde kumpircinin kapalı olması, gittiğim sinema salonunda filmimin vizyondan kaldırılması gibi bir çok saçma, ufak, bir o kadar da elimde olmayan sebepler!

Heh işte, benim sorunum bu! Elimde olmayan sebepler dolayısı ile elimdekilerin kayıp gitmesi. Elimde olmayan bi'çok şey var aslında. Gücümün yetmediği. Acizliğimin bir tokat gibi yüzümün ortalık yerine çarpması.. Fakat yine de "yetmez ama evet"lerim var.. Acizliğimin yanı sıra, yetebileceklerimin sonuna kadar yettirebildiğim, kendimden taviz vermeden karşı tarafı mutlu etme çabalarının verdiği mutluluğun yanı sıra mutsuzluk ve milyonlarca kafa karışıklığı-sıkıntı. 

Kendimi bildim bileli sıkılıyorum ben işte. Sıkılmaktan da sıkılıyorum fakat kaçışım yok işin kötüsü. Küçük yaşlardayken sıkıntıdan ağlarmışım. Böyle oturup boş boş ağlar, annem nedenini sorduğunda "Sıkılıyorum" dermişim. Nefesimin kesildiği zamanları da hatırlarım sıkıntıdan. Aniden bir yerden kalkıp gidip arkadaşımı arayıp "sıkıldım ben ya kusura bakma" dediğimi de hatırlarım. Ya da telefonu "Neyse sıkıldım ya of" deyip suratına kapadığımı bilirim. Durakta beklerken yanımdakinden sıkılıp benimle alakası olmayan otobüse atlayıp sıkıntımdan kurtulduğumu da bilirim. Sinemanın yarısında çıkıp gittiğimi de bilirim ki artık yapmıyorum bunu. Sonuna kadar beklemek için dayanıyorum. Hatta geçenlerde 8 saatlik bir filme de gidecektim ki o derece.

Neden sıkılıyoruz be insanoğlu? Ya da daha düzgün sorayım? Bu sıkıntıların sebebi ne? Ben 15 yaşındayken sıkıntımın sebebini bulamayıp bildiğin intiharı falan düşünmüştüm. Fakat bendeki yapı o kadar ilginçtir ki, normal insanlar gibi camdan atlayıp, aygazı açıp zehirlenmeyi ya da ilaç içmeyi falan değil. Yani öleceksem bir farkı olmalıydı. Bir düzenek kurup, onun altında ölmeyi planlamıştım da düzeneği bir türlü kuramamıştım işte. Tabi kafada. Kafada başlayan her şey hayata geçmiyor neyse ki. Ya da şöyle toplayım konuyu : Allah beni korudu çünkü nefes almam için bir sebep vardı. Aslında daha bir çok sebep daha olabilirdi. Durun bir dakika! Benim yaşamam için bi'sürü sebebim vardı. Daha bi'çok şey yapacaktım. Hala yapacağım. Daha aşık falan olacağız değil mi?

İntihar olayını düşünmemi elbette borderline olmama bağlayabilirsiniz fakat sonra bu durumdan kurtulmam çok kolay oldu. Müslüman bir ülkede ve müslüman bir ailede doğmanın muhteşem yararını gördüm. Namaz denilen o ulvi olayla tanıştım ki, beni benden alıp beni yaradana ulaştırdı. Özellikle şu secde anında hissedilen o ilginç duyguyu hiç bir yerde bulamadığımı anladım. Normalde kimsenin önünde eğilmeyen o ilginç gururum *ki o zamanlar özür bile dilemezdim ben kim olursa ve ne kadar suçlu olursam olayım, yaradanın karşısında 5 vakit eğiliyordu. Kendi kendimin o aciziyetine içten içe gülmeye başladım. Bildiğin şizofrenik bir eğilim. Sanki karşımda eğitmem gereken bir Büşra vardı ve ben onu dizginlenmesini izlerken mutlu oluyordum. 

İç sıkıntısı dediğim şeyin, kalbimin ortalık yerinde var olan bir huzursuzluk olduğunun bilincine vardım. Tüm dünyayı Allahu-ekber diyerek arkana atıp, farklı bir dünyaya ve aslında gidecek olacağım yere yöneltmek başkaydı. 

Ben sıkılmaktan sıkıldığım anda yaşadım tüm bunları. Bazen yine sıkılıyorum. Sonra abdest alıyorum, geçiyor. Sinirlenince de yapıyorum bunu. O da geçiyor bazen. Bunları neden mi anlatıyorum? Sıkıntılar paylaştıkça azalmaz çünkü. Paylaştıkça azar. Paylaştıkça tekrar yaşarsınız. Sıkıntıları çözebilecek yegane varlığın varlığından haberdar olalım diye. He bir de, hayat çok kısa fakat yolumuz çok uzun.

Yorumlar

  1. Sıkılmada ben de fena sayılmam :) Eheh hemen bitti ama yazı :)

    YanıtlaSil
  2. o kadar akıcıydı yani. hee teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  3. Ben de böyle şeyler okuyunca "Yahu bu dünyada tanrı bi beni mi geri çevirdi acep?" diye düşünüyorum. Hiç öyle iç huzuru falan bulamadım, rahatlama da yaşayamadım ömrümde ne dua ederken, ne secde ederken.

    YanıtlaSil
  4. Eskiden ("Ivır Zıvır Enstitüsü-1"de), okuyucularına sunduğun
    - Beğendim
    - Beğenmedim
    - Eh işte
    benzeri seçenekler sayesinde yazdıklarını oylayabiliyorduk. Senin ne kadar işine yarıyordu bilmiyorum, ama bizim (benim) için çok faydalı bir eserdi. Yani o seçenekleri yeniden eklersen hayır demem :D
    Sadete gelecek olursam: Beğendim efendim, güzel olmuş. Özellikle son üç paragraf! Eline, klavyene ve -tabii ki- yüreğine sağlık.. :)

    YanıtlaSil
  5. @Cassie, Geri çevrilmek ile neyi kast ettiğini merak ettim dğrusu. Yani namaz kılmaya çalıştın da önünden seccade mi uçup gitti? Yoksa sular kesildi de abdest mi alamadın :( Yoksa tüm kalbinle istediğin bişeyi mi sana vermedi? :/ İç huzuru bulabilmen için tamamen ona yönelmen şart. Ben huzur bulacağım diye değil de, ben bu dünya da neden varımla başla bir derim ben :)

    @Grisiyah, o arayüzden sıkıldığım için kaldırdım. İyi ki de kaldırmışım, böylelikle yorum atmış oldunuz. Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  6. Sanırım biraz üzerine düşünürsen ne demek istediğimi anlarsın. Hayır seccadem uçmadı, sular kesilmedi. Tüm kalbimle istediğim şeyi bana verip vermemesini önemsemezdim.

    Tüm kalbimle onu ve yasalarını anlamamı sağlayacak birilerini / bir şeyleri karşıma çıkarmasını istedim, o da pek aldırış etmedi sanırım.

    YanıtlaSil
  7. Cessie, belki de beklediğin kişi benimdir ha? :) Bence biz tanışmalıyız.

    YanıtlaSil
  8. Hiç belli olmaz, belki de öyledir.
    Gerçi artık pek inanmıyorum, pek de umursamıyorum ama, yine de tanışıp konuşabiliriz tabii ki :D

    YanıtlaSil
  9. Gtalk falan ekle bni, mail neyim at o halde ::)

    hayalmeyal.buschra@gmail.com

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..