Aslında hikaye yazacaktım!

Ben buraya aslında hikayenin devamını yazacaktım fakat bugün zamanı değil dedim. Belki yarın.

Dünyaya gerçek bir dahi geldiğinde, onu şu işaretten tanıyabiliriz; 'Bütün ahmaklar ona karşı birleşmişlerdir' / Jonathan Swift demiş bunu. Çok da doğru söylemiş. Bir sürü ahmak birleşip, toplaşıp saçmalamaya başlıyor yine. Oyunlardan, yalancı insanlardan, maskelerden ve diğer bir sürü şeyden nefret ediyorum.!

Geçenlerde Haykırış belgeselinin yönetmeni ile röportaj yapmıştım. Önce belgeseli izledik tabi. Bilmeyen için söyleyim: Suriye belgeseli kendisi. Suriye'de zulum gören 10 kadının hikayelerini anlatması üzerine yapılan bir belgesel. Muhteşem bi'şey. Filmi izlerken arkalardan gelen hıçkırıklarla rahatsızlığınıza bir rahatsızlık daha ekleniyor. Çünkü orada kadınlara tecavüz ediliyor. Erkek çocuklara tecavüz ediliyor. Kız çocukları evlerinden zorla çekip alınıp tecavüz ediliyor. Açlıkla terbiye oluyorlar. Soğuktan donup ölüyorlar. Bir çok akrabalarının nerede olduğunu, nerede öldüğünü veya nerede şiddete maruz kaldığını bilmiyorlar. Her an kafalarına nereden mermi gelecek diye merak ediyorlar. Kapıdan birini yollarken, bir daha gelmeyecekmiş gibi yolluyorlar.

Burnumuzun dibinde bunlar oluyor. Ve biz hala nelerle uğraşıyoruz? Yardım edebileceğimiz onlarca şey varken, hiç bir şey yapmayı tercih ediyoruz. Neden mi? Nedeni belli. Aptal kutusundaki dizilerin kölesi olan milyonlarca insan! Oradaki dünyanın köpeği olan, hatta köleliği aşağıladıkça çarkın kölesi olan millet!

Yardım etmek tercih meselesidir fakat yardım edenleri eleştirmek saygısızlıktır. Suriye'deki insanlara yardım ediyorsunuz da bizim orda da bir sürü fakir var demek ise bariz "benim vicdan kapılarım kapandı" demektir. Sizin oradaki fakire neden yardım etmiyorsun o halde diye sormanın yanı sıra ölenler,tecavüze uğrayanlar,başında çatısı olmayanlardan bahsediyoruz aloooo da demek istiyor insan tabi. Ben sana anlatıyorum ama sen anladın mı ki? O halde iqra!

Yorumlar