İzlenmemesi Gereken Filmler-1

Çok değerli okurlar, film severler. Eminim bir filmi izledikten sonra ağlamaya yakın bir noktaya gelecek kadar pişman olmuşsunuzdur. Ben de oldum. Hem de bir çok kez. Sonra bunları listeleme kararı aldım. İlk listemi sizlerle paylaşıyorum. Zevkler ve renkler diyeceksiniz belki fakat hayal kırıklığı yaşadığım filmlerden nacizane uzak durmanızı tavsiye edebilirim sanırım.

old-boy-2
"İhtiyar Delikanlı"
Oh Dae Soo adında bir adamın günün birinde kaçırılıp 15 yıl boyunca eski bir hücrede tutuklu kalması ile film başlar. Aniden bir gün dışarı çıkan adama hiç bir açıklama yapılmamıştır. Yıllardır neden orada yaşadığını bilmeden uyandığı çatı katında üzerinde pahalı kıyafetler, cep telefonu ve parası vardır. Bunu kendine yaşatanları bulup intikam almak için düştüğü yollarda, aslında her şeyin bir oyun olduğunun farkına varır. Buraya kadar her şey güzel fakat en sonunda kendi kızıyla içinde bulunduğu komplo ve bunun aptalca sebebine o kadar sinir oluyorsunuz ki; etkilenmenin yanı sıra inanılmaz pişman da oluyorsunuz.


"Annemi öldürdüm"
Fransız Xavier Dolan'ın yazıp yönettiği filmde eşcinsellerin sıkıntılarına değinilmek istenmiş fakat filmde yalnızca bir ergenin annesi ile çatışmasına tanık oluyorsunuz. Hatta anne o kadar haklı geliyor ki gözünüze, filmi izleme amacınızı aşıyor. Boşa zaman kaybı diyebileceğimiz filmin tek iyi yanı, belgesel tadında olan sahne geçişleri.

"This is The End"
Arkadaşların toplanıp parti yaptığı sırada kopan kıyametin anlatıldığı film komedi türüne ait. Fakat "Gelin kolaysa gülün" diyecek kadar da vasat. Gülebilecek bir kaç sahne haricinde bir sürü müstehcen diyaloğun arasında kalmanız, sizi sinema salonundan çekip çıkarabilir. Canınızın acıyacağı tek nokta ise o sevdiğiniz oyuncuları o halde görmek olsa gerek. Kısıtlı kaynaklarla geçinmeye çalışmalarındaki aptallıkları ise deli edecek seviyede.
changeling-sahtekar

"Sahtekar"
Angelina Jolie'nin başrolünü üstlendiği film; tek başına çocuğunu büyütmeye çalışan annenin çocuğunun kaçırılması ile başlıyor. Çok heyecanlı başlayan film ortalarında inanılmaz sıkıyor sizi. Bir sürü bürokrasi engeliyle karşılaşacağınız senaryosunda; annenin eline başka bir çocuğun verilmesi ve sizin çocuğunuz diye kandırılması gibi komik bir yerden de devam ediyor. Öyle ki, annesi 6 ay kadar önce kaybettiği çocuğunu duvara yaslayıp, "Ama bunun boyu kısalmış,bakın şu kadardı" diye göstermesi ile kendinizi aptal yerine konmuş bile hissedebilirsiniz. Fakat asıl izlememeniz için en önemli nedeni söyleyim.. 141 dakika boyunca izlediğiniz filmde aradığınız çocuk sonunda da bulunmuyor. Yaşanmış bir hikaye olarak başlayan filmin sonunda geçen cümlelerde bile "Artık annesinin umudu vardı" şeklinde geçmesi, zaman kaybınızı destekler nitelikte olacaktır.

"Mezarına Tüküreceğim"
Korku filmlerinde mutlu ayrılmak, "İliklerime kadar korktum" diyebilmenin zorluğunu inanın çok iyi bilirim. Fakat bu filmde izleyeceğiniz vahşet ve insanlık dışı muameleler sizi izlediğinize pişman edecek. İnsanın insana yapmış olduğu bu denli berbat hareketlerin "korku" unsuru yerine gerilimi hak ettiği müstehak. Fakat işte konu olsun, anlamlı bir film olsun derseniz emin olun öyle bir şey yok filmde. Tek başına dağın başına giden bir yazarın 5 kişi tarafından yaşadığı şiddet neticesinde kendisine ölmüş süsü verip, yaşadıklarının mislini yaşatmasını izleyeceksiniz. Kısasa kısasın yer aldığı filmde yalnızca vahşet var. İzlemeye değmez.

"Kehanet"

Bir ilkokuldaki öğrencilerin geleceği hayallerinde nasıl canlandırdıklarını tanımlayıp bunu bir kapsüle koymalarını istemeleri ile başlayan film, 50 yıl sonra o kapsülü çıkaran öğrencilerden Caleb Koestler'in astrofizik profosörü olan babasının içindeki kağıtta elli yıl boyunca yaşanan felaketlerin tarihleri ve ölen kişi sayılarını gösterdiğini keşfetmesi ile devam eder. Fakat bu keşif filmde hiç bir işe yaramaz. Zira her nedense kıyamet kopar ve ufak Caleb'i ve bir kız arkadaşını uzaylılar alıp götürür. Nedense bindikleri uçakta babalarına yer yoktur. Ya da bu ne saçma bir kıyamet anlayışıdır. Ya da o kadar muhteşem akan filmin sonu bu kadar berbat olmak zorunda mıdır?
lanetli-kan-26-nisan-da-vizyon-da-4379222_4915_o

"Lanetli Kan"
India adında bir genç kızın babasının ölümü ile başlayan film, amcasının yanlarına gelmesi ile devam eder. Yıllardır tanımadığı amcasının babasını öldürdüğünü anlayan kızın, babasına o kadar bağlıyken hiç bir tepki vermemesi ve hatta amcasıyla ilginç bir ilişki kurması ise senaryonun en büyük aptal boşluğu bence. Başta bir yap boz gibi başlayan filmin parçalarını birleştirdiğinizde ise hiç tatmin olmayacağınıza emin olabilirsiniz. Lanetli kana sahip olan ufak ve temiz kızın amcasını görünce kanının depreşmesi gibi saçma konulara harcayacak vaktimiz olmasın dostlar. Ama sanatsal filmlerden çok iyi anlarım, filmin alt mesajlarını çok iyi anlarım diyorsanız bu film sizin için biçilmiş kaftan.

"Git Başımdan"

İlk çocuğunun doğumuna yetişmeye çalışan Peter'ın Ethan Tremblay ile karşılaşması ile değişen hikayesi ilk başlarda olabildiğince eğlenceli gibi. Fakat filmde hiç bir hareket olmadığını ve kendini tekrar eden saniyelerle, saf duygular, yüksek sinir katsayısı ile sıkıcı dakikalar sizi bekleyecek. Felekten bir geceye benzemeye çalışan film, izlenmemesi gereken filmlerden bir tanesi.




Yorumlar

  1. Oldboy beni de çok etkilemiştir. Acayip iddialı bir film bence

    YanıtlaSil
  2. şu lanetli kanı nası izlenmesi gereken flimler arasına aldın anlamıyorum.

    Şuan flimleri izlediğinden şüpheliyim.

    YanıtlaSil
  3. bak benim izlenmemesi gerekli filmlerimin başında anayurt oteli geliyor.
    :)

    YanıtlaSil
  4. old boy bir külttür ... eğer filmin sonundaki nedeni anlamadıysan bence imdb nin 7 üstü verdiği filmleri izlememeni tavsiye ederim.

    YanıtlaSil
  5. filmin nedenini, ışık sistemini veya oyunculuğunu değil de "çocuğuma izletebileceğim" mi diye izleyip, insanlara öneriyorum genellikle. Konusu ve akışı falan süperdi. Fakat ben bu filmi ahlaksız bulduğumdan önermem. :)

    YanıtlaSil
  6. Lanetli kanı çocuğuna izletirsin öyle mi ??

    Sen bu filmi izlediğine eminmisin.

    sinema sitesinde yazarsın diye yazdım de geç işine.

    YanıtlaSil
  7. Siz yaptığım yorumunu okuyabildiğinize emin misiniZ? Ben bu filmleri çocuğuma izletemeyeceğimden önermem. Ama yok ben severim öyle filmleri diyorsanız, açın izleyin efenim.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..