Ivır Zıvır Part 36

26 yıldır yaşıyorum ve tanıdığım onca insandan öğrendiğim onca şey varken mutlu olmam imkansız gibi gözüküyor. Bu kadar insanı nasıl tanıyabiliyorsun diye sorduklarında vereceğim cevaplar o kadar fazla ki.. İlkokul,ortaokul,lise, üç üniversite, beş kurs, yurt, dershaneler,meclis, iş hayatı falan derken bir sürü insan.. Ve artık, bu insanı nereden tanıyorum acaba diye düşünüp, Facebook'ta ortak arkadaşlarımıza bakıp karar veriyorum. Az ve de öz dostlukları olan insanlara ise hayranlıkla bakıyorum. O kadar güzeller ki..

Şimdi görüşmediğimiz ama bunu eğer okuyorsa kendisinden bahsettiğimi bilen bir arkadaşım "Çok bilme Büşra, ne kadar çok öğrenirsen o kadar mutsuz olursun" demişti ya hani; işte o zaman bana saçmalıyormuş gibi gelmişti. Fakat şimdi çok haklı olduğunu düşünüyorum. İnsan aptal olduğu sürece mutlu oluyor çünkü. Bilmediği şeyler ne kadar fazlaysa, korkacağı şey de o kadar az oluyor. Kendi içindeki bu ters orantı, kesinlikle mutluluğun formülü..

Eskiden 30 yaşına kadar yaşamam derdim hep. Şimdi bakıyorum da çok az kaldı be. 17 yaşımdayken dünyayı kurtarma planları yapan Büşra, 23 yaşındayken çocuklara adamıştı kendini. Aman Allah'ım ne günlerdi onlar. 2 yıllık bir çalışma prensibim vardı ve yaşadığım en muhteşem anlardan bir tanesiydi. Uyku-sever bir insan olarak yaşadığım en yoğun günlerdi. Mesela 47 saatlik uyumama rekorumu kırmıştım. Arada uyku nöbetleri geliyor, bir kenara çekilip, iç sıkıntısından ağlıyordum fakat yine de uyumuyordum. Sabah 5'te yetim çocuklarla buluşuyor, akşam 11'de eve dönüyordum. Sonra eve gelince fotoğrafları ayıklıyor, düzenliyor ve yine sabah 5'te çıkıyordum. Kesinlikle yorulmuyordum. Çünkü yetim çocukların verdiği enerjiyi, kapitalist sistemin öngördüğü hiç bir para veremezdi. O huzuru da.

İnsanın hayatında gurur duyduğu şeyler olmalı. Yaptığım ve gurur duyduğum iş, kesinlikle o yetim çalışmasıydı. Şimdi ona bir tanesi daha eklendi. Hayatımı hayatına bağladığım insan.

Bugünlerde inanılmaz duygusal, inanılmaz korkulu ve inanılmaz kendimden bi'haberim.

Dün bir araştırma okudum, burada da paylaşayım. Yapılan araştırmaya göre; yalnızlık duygusu insanlar tarafından dışlanma ile olmazmış. İlgisini görmek istediğiniz kişi/kişiler tarafından ilgi duymadığınızda yalnız hissedermişsiniz. Gerisi hikaye çünkü..

Bir de diş konusunda inanılmaz sıkıntı çekiyorum son günlerde. Anneme göre nazar değmiş fakat alakası yok. 6 yaşımdayken düz yolda düşüp çenemi yardığımda çenem bayaa büyük bir zarar görmüştü. Sonra üzerine 12 yaşındayken merdivenlerden yuvarlanıp, o kadar çok yerim varken yine çenemi yardığımda tekrarladı. Bir de üzerine patenle düşünce, kendinden geçiverdi. Şöyle ki, 24 yaşıma gelince yemek yerken ötmeye başladı. Kat-kut sesler çıkarmaya başladı. Doktora gittim. Geceleri dişlerimi sıktığımı, zaten zarar görmüş olan çenemi zorladığımı ve bu yüzden bu seslere maruz kaldığımı söyledi. Yemek yerken ben değil de yanımdakiler çok rahatsız oluyordu. Rahatsız olmalarının sebebi ise, benim acı çektiğime inanıyor olmaları. Canım acımıyor desem de, o kadar sese imkanı yok deyip durdular. Sonra psikolojik bir teste tabii oldum, geceleri dişlerimi sıkma sonucu. O kadar ilginç sorulara maruz kaldım ki.. Derken ağzıma uyurken splint takmamı önerdiler. Geceleri onunla uyumak o kadar zor ki.. 4 ay kadar ona dayandım. Sonra ağırmayan çenem ağırmaya başladı. Yanlış tedavi sonucu, başka bir hastaneye gitme kararı aldım. Bu arada ilk tedavimin yapıldığı hastane "Medipol Diş Hastanesi"ydi.

Neyse efenim. Son günlerde ruyamda hep öldüğümü görüyorum. Bir ruhun gelip benimle sözleşmesinden sonra her üç günde bir böyle ruyalarla yaşıyorum. Korkuyla uyanıp, yaşadığıma şükrediyorum. Tövbe etmem gereken onca şey varken, şimdilerde ölmek istemiyorum.

Yorumlar

  1. Zaman ne acımasız değil mi..
    onsekizime geleyim de barlara pavyonlara rahat rahat gireyim diye geberiyordum resmen sabırsızlıktan.
    şimdi bakıyorum da dokuz sene geçmiş..
    hem zamandan şikayetçiyiz, hem onsuz yapamıyoruz; bir nevi kölesi olmuşuz..
    tersine yorumla, çok yaşayacaksın :)

    YanıtlaSil
  2. İnşallah safransarı, hep birlikte mutlu yıllara ne diyelim

    YanıtlaSil
  3. Sonunda ozledıgımız busra tekrar dondu.Sade net ve berraak daha ne olsun.Net yazıları her zaman begenmısımdır.

    YanıtlaSil
  4. Hayırlar üzerinde olsun inşallah.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..