İnsanın Doyma Noktası

Zar zor hatırlayabildiğim ortaokul yıllarımın Fen Bilgisi dersinde öğrenmiştim yağmurun yağış hikayesini. Bir bardak örneğini vermişti hiç sevmediğim Fen Bilgisi öğretmenim. Hava da bardağın su dolması gibi biriktirir ,biriktirir ve doyma noktasına ulaştığında taşmaya başlar. İşte taştığı an yağmur yağarmış.

O gün bu gündür kendime amaç edindim. İnsanlara içimde belli yerler edindirdim. İçimdeki boşluklara oturttum ve yaptıkları kötü şeyleri biriktirmeye başladım. "Hayır Büşra bunu affedebilirsin, bunu görmezden gelebilirsin, hır çıkarmana-sinirlenmene veya kırmana gerek yok, bunu da alttan alabilirsin, kavga etme" gibi telkinlerde bulundum hep. Bu yüzden insanlar her zaman beni "kolay geçimli, iyi huylu, uyumlu" bir insan zannettiler. Sanırım öyleyim de. Bir şeylere inanılmaz kızıyorum. İnanılmaz kırılıyorum. Fakat tepkilerimi ufak ufak gösterip, arkaya atıyorum.

İşte bunun gibi kötü bir şey yok. Git gide rahatsızlık veren bir şeyler oluşuyor içimde. Kafamın arkası  hep bir meşguliyet içinde. Durmadan beni rahatsız eden bir şeyler var ve ben çoğunluğunun ne olduğunu bile bilmiyorum. Düşününce boğazıma o meşhur yumruk tıkanıyor. Ağlamak istiyorum. Ağlayınca da geçmiyor. İnanılmaz korkuyorum çünkü o doyma noktasına ulaşmaktan. Çünkü oraya ulaşırsam eğer; kendimi biliyorum dönüşü olmayacak şeyler yapacağım. Esip gürleyeceğim ve inanılmaz kırıcı olacağım. Benden beklenmeyen ne varsa, gerçek olacak.  Ve bu durum beni inanılmaz rahatsız ediyor.

Karşınızdaki insanlara saygınız çokça olsun. Uyarılmak zorunda olan 7 yaşındaki çocuklar gibi davranmayın. Adımlarınızı atarken dikkatli olun. Karşınızdaki insanın da kırılıp incinebileceğini düşünün.

Ya da bırakın beni kendi halime. Sanırım en güzel olanı bu.

Yorumlar

  1. Bloğum taşındı yeni adresimde de takibini beklerim. blogkizsalseyler

    YanıtlaSil
  2. Aynı şeyi ben de yapıyorum ve gittiğimde insanlar neden gittiğimi neden vazgeçtiğimi anlamıyorlar; birikip birikip taşan şeylerden bihaber oldukları için.

    YanıtlaSil
  3. Eskiden ben de konular üzerinde sık düşünürdüm. Belki şuan da öyle. Lakin artık bir yanlış parmak sayılarımı geçmiş ise söylüyorum. Dobra dobra. O zaman utanan (ki utanması gereken de) karşı taraf oluyor. Denemek bedava :)

    YanıtlaSil
  4. Ben içimde biriktirmeyengillerdenim.herseyi pat pat söyleyince başta biraz kırıcı olabiliyor ama aonra etrafınızdakiler size ona göre davranmaya başlıyor.çünku biliyorlar bana sataşmaya yanlış yapmaya gelmez.bu yüzden kimse de karşısına almaya da cesaret edemiyor zaten.

    YanıtlaSil
  5. Büşraların hepsinin kaderi aynı be Büşra.

    YanıtlaSil
  6. @kızsalşeyler, yeni blogunun linnkini de paylaşır mısın :)

    @Fikriye, bir de patlama noktasına gelince, en ufak bir şeyden patlayıp haksız duruma düştüğüm de oluyor. Halbuki neler biriktirmişim ben neler..

    @Yeşeren yapraklar, keşke öyle olsam ben de. O zaman belki daha mutlu olurdumm.

    @çokomell, bana da acıyorlar çoğunlukla :( Sanırım bu daha fenası

    @Büşra, adaşımı bulduğum için şu an çok mutluyum :)) Paylaştığın şarkıyı da dinledim, çok sevdim. Teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  7. Kızgınlık yada kırgınlık dürüstçe ve dozunda karşı tarafa belirtilince, her şey daha kolay oluyor.
    Bunu yeni keşfettim.
    Önceden pek sesimi çıkarmıyordum ve dediğin gibi, öyle yapınca "saf, her şeyi sineye çeker, uyumlu" diye tanımlanıyorsun.
    Bunlar güzel vasıflar tabi ama kendini bilmezler yüzünden iki günlük hayatta o kadar sıkılmaya gerek yok inan.
    Herkes biraz haddini bilsin.
    Tepki neyse, karşıdaki de ona göre ayağını denk alıyor.
    Ha almıyorsa... zaten uğraşmaya gerek yok.
    Yazdıklarından -sadece bu yazı değil, diğer yazılarından da- hassas ve ince düşünen biri olduğunuz kanaatine varıyorum Büşra;) Selamlar.

    YanıtlaSil
  8. Çok teşekkür ederim Beyza, kesinlikle hassas olduğumu düşünüyorum fakat ince düşünemediğimi sanıyorum çoğunlukla. Keşke öyle ince düşünceli bir insan olabilsem :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..