Günlük-6

Hayat bugün  gerçekten çok soğuk..

bundan mıdır bilmiyorum ama canım çok sıkılıyor. aynı çocukluğumdaki korkularıma döndüm yine. böceklerden inanılmaz korkuyorum. kimseyi sevmek istemiyorum, sevdiklerim hep ölüyor. kimseyle konuşmak istemiyorum.. hep kötü bir şeyler olacak sanıyorum.

gerçekten kötü bir durum bu. aradığım kişiye ulaşamayınca çıldırıyorum. birine şuraya gel diyemiyorum çünkü gelirken yolda başına bir şey gelirse suçlu hissederim diye korkuyorum.

insanın suçluluk hissine sahip olması gerçekten berbat bişey. neden bilmiyorum ama yıllardır saçma sapan şeyler için suçluluk hissediyorum. biri yolda giderken ayağını bi taşa çarpsa, o taşı oradan neden kaldırmadım diye üzülüyorum. taşı görmediğim halde!

işte bu yüzden her şeyden nefret ediyorum. keşke bir ilacı olsa da içsem, geçse tüm bu düşünceler. artık korkmasam yaşamaktan, insanlarla etkileşim içine girmekten..

bunu okuyan benim asosyal olduğumu falan düşünebilir. aksine, yolda hiç tanımadığım insanlarla bile sohbete girebilen bir yapıya sahibim. konuşmak olsun yeter ki.. fakat bu korkular çok başka..

neyse.

son günlerde ayı gibi yediğimden olacak ki, bir kilo almışım. bir kilooo. evet. bunu vermem lazım. 50'ye düşmeye çalışırken 54 olmak nasıl bir duygudur beni en iyi kadınlar anlar. bunu doktordan öğrenmek nasıl berbat bir şeydir hele? doktora gittim bu kansızlık meleti için. bilen bilir, kansızlık çekiyorum delice. normalde en düşük 11 olması gereken değer bende 2'ye düşmüş. sanırım kullandığım ilaçlardan olsa gerek kilo aldım. işin ilginç yanı doymuyor oluşum. boyumu da 167 olarak ölçtü doktor. artık böyle saçma bir uygulama varmış. ben bugüne kadar kendimi 168 sanıyordum oysa. o 1 santime de kafayı taktım. yaşlandım da çekti mi boyum acaba? annem de 170 miş eskiden misal. şimdi aynı boydayız. demek ki yaş gittikçe kısalıyor insan. neden böyle takıntılı olduğum şeyler hep benim başıma geliyor? boy takıntım var kardeş zaten. 185'in üstünde abi ve kardeşin olursa sen de boy takıntılı olursun! neden tüm boylar onlardayken kilolar bende acaba?

neyse, kafaya taktım, 50 olucam dedim. dedikçe daha çok yemek düşünür oldum. bugün ne yesem i düşündükçe acıkıyorum, yedikçe doymuyorum. yani işte şöyle tıka basa doydum dediğim öğün olmuyo, bıraksalar dünyayı yicem. bence ilaçlardan, öyle olsun çünkü.

hadi kilo alınır verinir diyosunuz, peki ya boy? öyle bi dünya yok dimi? 4 sene basketbol oynadım, 3 sene yüzdüm ama olmadı işte. bu kadar. demek ki herkesin bir boy skalası var. çok da kasmamak lazım. başlıcam kiloya da boya da . iki günlük dünya da derde bak!

dert dedim de aklıma geldi. burnumuzun dibinde savaş, değişik bir ekonomi falan, her şey korkutuyo beni. kesinlikle iki günlük dünya. gelin şu tüketim çılgınlığımıza bir son verip üretmeye başlayalım mı? ben başlıyorum, arkamdan gelin!

Yorumlar

  1. Aynı korkular farklı insanlar...

    YanıtlaSil
  2. Bu korkularla hayat geçmez ki bence korkularının üzerine gitmelisin ki bunlardan kurtulasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. korkularımın üzerine gitmesem yaşayamam aslında, fakat beni o da çok yoruyor maalesef. :(ağır kaygı sıkıntısı yaşıyorum :(

      Sil
  3. Kansızlığa en iyi çare doğal şeylerdir, ninelerini bir yokla onlar sana bir çözüm bulurlar. Kilo konusu büyük sorunsal. Bende alamıyorum dedim şimdi göbek aldım nasıl verecem belirsiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kansızlığa doğal şeylerle çare bulamadım maalesef :/ ilaçla devam etmek zorunda kaldım. yani normale dönünce yine doğal a döneriz dedi dr :/

      erkeklerde göbek normaldir de, kadınlarda öyle değil maalesef. mekik falan çekseniz bir haftada biter bence :)

      Sil
  4. Kansızlık için pekmez sanırım, bol bol pekmez ve kuru kara üzüm ve natürel, GDO'suz yaşam...(:

    Üretim konusuna gelir isek, burasıda yine beslenme ile ilgili, toplum olarak ekmek kafalıyız, yaani karbonhidrat genlerimize işlemiş, sofralarımızda ekmek, soğan, patatesin yerini deniz mahsülleri almadığı sürece bizim gibi toplumlardan bi' cacık olmaz, olmayacakta...
    Bizde yumurta kapıda sendromu var, reis parasını dolar yapmışmıs vakt'i zamanında,düşünsene o bile, baksanıza o bile dövizini en yüksekten bozdurdu, zarar etmedi ve sonra kampanya başladı, demem o ki, atı alan new york'u geçmiş, balık baştan kokmuş, toyota mimiklerinden ruh hâlini anlayıp seninle konuşan robot üretmiş, üretmek bize göre değil Hoca'M, PISA denilen o sıralamada bile eğitim seviyemiz tel tel dökülmüş, deniz ülkesi Singapur heryerde birinci olmuş...(:
    Ne üreteceğiz ki biz Hoca'M?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. az mı yedim pekmezleri. çocukluğumdan beri bi kaşık yemeden kalkamazdım sofradan. fakat maalesef işe yaramadı :( gdo suz yaşam ise hayal resmen günümüz şartlarında :(

      üretim konusunda aynı düşünmüyorum. hepimiz böyle diye diye kenara çekildik. bence bir yerlerden başlamalıyız. geçen gün bir gazetede okudum, kızın biri kendi vbahçesini yetiştirmiş. babası çok karşı çıkmış fakat kız allem etmiş kallem etmiş, sağdan soldan borç alıp yapmış. şimdi üretici konumunda. bir sürü yere pazarlıyor ürettiği ürünü.. sanırım ondan etkilendim. neden olmasın dedim. olmalı bence :)

      Sil
    2. Üretim konusundaki fikrin para dedektifi Cem Seymen'i hatırlattı bana, cnntürk'te ekonomi programı yapıyor, oda Ülkemiz için geleceği tarımsal faaliyetlerde görüyor, teknoloji ve bu alana paralel ar-ge faaliyetleri konusunda oda kapalı kutu...(:

      Sil
    3. tv izlemiyorum ki :/ bence de tarım tarımdır. biz tarımsal bir ülkeyiz ne de olsa :)

      Sil
    4. TV izlememek, nasıl bi'şey bu yaw, ben bu durumu anlamamak, sadece sana "ohh my God" demek Hoca'M, yoksa cbbl'nin tarikatında mısın, oda müritlerine TV izletmiyormuş normalde, müritlerin çocukları evlerinde çizgi film gereksinimlerini computerden izliyolaamış...:D

      Sil
    5. valla bir yerin müridi değilim. sadece rts okuyan insanların yüz karasıyım. iletişim fakültesi okuyup medyadan nefret eden bir insanım. iç yüzlerini biliyorum ben bunrların. bence kimse izlememeli. belki o zaman gerçek programlar yapmaya başlarlar beyin uyuşturmanın haricinde

      Sil
    6. Pekâlâ Hoca'M...(:

      Sil
  5. Bir psikiyatra gitsen çok daha iyi olmaz mı? kaygıların en çok sana zararı oluyor yaşayarak öğrendim bende. Benimde boyum aynı olmayınca olmuyor dediğin gibi ama kilon gayet normal geldi :) dünya... Dünya artık çok korkunç bir yer haline geldi gidişat beni korkutuyor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aslında çok daha iyi olur fakat biraz çekiniyorum. daha önce gittiğimde bi şeyin yok dedi. sonraki borderline olabilirsin dedi. bir başkası borderline hakkında terapi yapalım ama zorlu bir süreç dedi. bir tanesi diğerine tutmadı. ben de akışına bıraktım :) fakat iç bunalmalarım asla geçmedi. aslında namazını kılan da bir insanım ama :(

      Sil
    2. Bunun iman boşluğundan olduğunu düşünmüyorum :) son yazımı okuduysan defalarca psikiyatra gittim depresyondan başka birşey söylemediler ve ben yıllardır aynı durumdayım son gittiğim doktor tam tanıyı koydu. Doktor iyi hissettiriyorsa daha iyi tanı koyuyor bence :) sende birkez daha dene istersen bana borderlinedan ziyade hafif düzeyde anksiyete gibi geldi :))

      Sil
  6. Sizi mutlu eden şeylere hayatınızda daha çok yerin verin bence. Bir de bazen bütün olayların insanın üstüne üstüne geldiği doğrudur. Sabretmek ve olaylara farklı pencerelerden bakmaya çalışmak lazım diye düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  7. Kilomu da boyumu da bilmem her kontrolde doktor soruyor form doldururken boyumu ben de uyduruyorum bir set işte ;) en büyük dertlerimiz bunlar olsun hakikaten üretelim geliyorum ben arkada ;)

    YanıtlaSil
  8. Merhaba blogspotta yeniyim, sende beni takip eder misin? :)

    YanıtlaSil
  9. of ya mevsim değişimi kış depresyonuna girmiş olmalısın yaaa :)

    YanıtlaSil
  10. Efendim, o suçluluk duygusunu bir zamanlar ben de yaşamıştım. Olur olmadık şeylerde bir sorumluk hissi... Zor bir durum. Bu düşünceleri kırmanın yolunu bilmiyorum ama hayatı ne kadar zorlaştırdığını, insanı nasıl kendi içine hapsettiğini biliyorum. Sanırım yardım almak gerekiyor ama onu da üşeniyorum :D

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..