Soğukkanlı olmak: olaylar karşısında düşüncelerini kontrol edebilme yetisine sahip olmak, tedbiri elden bırakmamak.
Yani bana göre bu durum böyle. Soğukkanlı olabilmeyi başaran insanları gördükçe gıpta ediyorum. Sinsi sinsi kıskanıyorum da. Çünkü bu adamlar, uçan tek boynuzlu at görseler "olsun uçsun, gitsin bak ne güzel" derler. Ya da bir yerde bir şey olduğunda asla soğukanlılıklarını bırakmazlar. Mesela birini arayıpta ulaşamadıklarında "şarjı bitmiştir, telefonunu bir yerde unutmuştur, görünce arar mutlaka" derler. Hatta ileri seviyeleri vardır ki bunların ne kadar geç kalırsanız kalın gideceğiniz yere "Nasıl olsa gelecektir" deyip aramaz bile.
Fakat gel gör beni bir de. Aradığım kişiye ulaşamayınca aklıma gelen en iyi ihtimal "ölmüştür" oluyor. Eğer kızsa ve akşam vaktiyse aklıma gelenleri buraya yazmaya çekiniyorum, o derece. Erkekse eğer mutlaka trafik kazası geçirmiştir ve polisler ambulaslarla dolu bir amerikan filmi edası tem otoyolunun üzerine serilmiştir. Etrafta siren sesleri vardır ve o kişinin telefonu muhtemelen bir yere uçmuş ve orada cılız cılız ötüyordur. Sonra senaryomun devamında polisin telefonu açması vardır. Muhtemelen telefonun geç açılma sebebi de kesinlikle aradığım kişinin tuvalette olması değil, polisin telefonu açınca ne söyleyeceğini düşünmesindendir. Polis telefonu eline alır ve "alo" der. Bazen telefonun ucunda bu senaryoya öyle bir kaptırırım ki kendimi, karşımdakinin alo'sunu tanıyamam. Çünkü beklediğim aradığım kişi değil, senaryomda yer alan polistir.
Dün okuduğum kitapta gördüm. Ufak yaşta ciddi travma geçiren insanların bu tip kaygı sorunları normalmiş. Ailenizden birini kaybetmeniz veya yaşadığınız terkedilme, boşanma gibi şeyler küçük yaştaki çocukları kaygı yönünde olumsuz etkileyebilirmiş.Sanırım bana da bu oldu. Kaybetme korkusu iliklerime onca işledi ki, sevdiğim insanları arayıp kontrol etme isteğine bir türlü engel olamadım. Kontrol etmek derken, sadece iyi olup olmadığına.. Nefes alıp almadığına.. Mutlu olup olmadığına..
Her nedense 3 saatlik bir boşluk hayatımdaki o kişinin olumsuz bir durumda olmasını düşündürüyor bana. Misal bazen iş yoğunluğundan,sevdiğim insanları arayamaz oluyorum gün içinde. Aniden aklıma düşüyorlar ve arayıp nasıl olduklarını öğrenmediğim için kendime kızıyorum. Ya onlar kötü bir durumdaysalar ve şu an ölümle kalım arasında gidip geliyorlarsa ve ben burada boş beleş işler peşindeysem? Aklımdaki tek düşünce o oluyor o an. İnanılmaz bir suçluluk duygusu geliyor içime. Hemen telefona sarılıyorum. Son görülmeye bakıyorum önce. Eğer yakın bir saatse, suçluluk duygum kayboluyor. Çünkü hastanede elinde telefonla watzapa giremez diye düşünüyorum. Fakat yine de arayıp iyi olduğundan emin oluyorum.
Bu kesinlikle baş edilmesi çok zor bi durum. Etrafımdakilerden çok beni yıpratıyor. Arkadaşıma ulaşamadığımda annesini, babasını arayan bir insanım sonuçta. Benden bu konuda her şey bekleyebilirsiniz. Abime ulaşamayınca polisleri devreye soktuğumuz da olmuştur hani.Bu yüzdendir ki, hani girişte bahsettiğim soğuk kanlı insanları inanılmaz seviyorum. Çok değil, azcık bana da bulaştırsalar o güzellikten. O rahatlıktan.. O huzurdan.. Hayır bir de bir insan nasıl benim kadar geri zekalı olabiliyor da sorununu bu kadar iyi biliyorken, bir türlü çözüm oluşturamıyor. Fiziksel olarak kalp sıkışması, terleme ve hatta mide bulantısına kadar giden bir yol çiziyor.Hayır işte, tuvaletteymiş, banyodaymış, telefonu evde unutmuş, şarjı bitmiş. Sok şunu kafana! Soğuk kanlı ol.
Birinin elini kopuk görünce, ya da buna benzer bir sürü şeye şahit olduğum halde göremediğim şeylere karşı olan bu kaygıma varsa bir çözümünüz beklerim. Son olarak,soğukkanlı insanlar seviyorum sizleri. Sizler iyi ki varsınız. Arada etrafımda olup yüreğime su serptiğiniz için özellikle.
Görsel internetten alıntıdır.
Yani bana göre bu durum böyle. Soğukkanlı olabilmeyi başaran insanları gördükçe gıpta ediyorum. Sinsi sinsi kıskanıyorum da. Çünkü bu adamlar, uçan tek boynuzlu at görseler "olsun uçsun, gitsin bak ne güzel" derler. Ya da bir yerde bir şey olduğunda asla soğukanlılıklarını bırakmazlar. Mesela birini arayıpta ulaşamadıklarında "şarjı bitmiştir, telefonunu bir yerde unutmuştur, görünce arar mutlaka" derler. Hatta ileri seviyeleri vardır ki bunların ne kadar geç kalırsanız kalın gideceğiniz yere "Nasıl olsa gelecektir" deyip aramaz bile.
Fakat gel gör beni bir de. Aradığım kişiye ulaşamayınca aklıma gelen en iyi ihtimal "ölmüştür" oluyor. Eğer kızsa ve akşam vaktiyse aklıma gelenleri buraya yazmaya çekiniyorum, o derece. Erkekse eğer mutlaka trafik kazası geçirmiştir ve polisler ambulaslarla dolu bir amerikan filmi edası tem otoyolunun üzerine serilmiştir. Etrafta siren sesleri vardır ve o kişinin telefonu muhtemelen bir yere uçmuş ve orada cılız cılız ötüyordur. Sonra senaryomun devamında polisin telefonu açması vardır. Muhtemelen telefonun geç açılma sebebi de kesinlikle aradığım kişinin tuvalette olması değil, polisin telefonu açınca ne söyleyeceğini düşünmesindendir. Polis telefonu eline alır ve "alo" der. Bazen telefonun ucunda bu senaryoya öyle bir kaptırırım ki kendimi, karşımdakinin alo'sunu tanıyamam. Çünkü beklediğim aradığım kişi değil, senaryomda yer alan polistir.
Dün okuduğum kitapta gördüm. Ufak yaşta ciddi travma geçiren insanların bu tip kaygı sorunları normalmiş. Ailenizden birini kaybetmeniz veya yaşadığınız terkedilme, boşanma gibi şeyler küçük yaştaki çocukları kaygı yönünde olumsuz etkileyebilirmiş.Sanırım bana da bu oldu. Kaybetme korkusu iliklerime onca işledi ki, sevdiğim insanları arayıp kontrol etme isteğine bir türlü engel olamadım. Kontrol etmek derken, sadece iyi olup olmadığına.. Nefes alıp almadığına.. Mutlu olup olmadığına..
Her nedense 3 saatlik bir boşluk hayatımdaki o kişinin olumsuz bir durumda olmasını düşündürüyor bana. Misal bazen iş yoğunluğundan,sevdiğim insanları arayamaz oluyorum gün içinde. Aniden aklıma düşüyorlar ve arayıp nasıl olduklarını öğrenmediğim için kendime kızıyorum. Ya onlar kötü bir durumdaysalar ve şu an ölümle kalım arasında gidip geliyorlarsa ve ben burada boş beleş işler peşindeysem? Aklımdaki tek düşünce o oluyor o an. İnanılmaz bir suçluluk duygusu geliyor içime. Hemen telefona sarılıyorum. Son görülmeye bakıyorum önce. Eğer yakın bir saatse, suçluluk duygum kayboluyor. Çünkü hastanede elinde telefonla watzapa giremez diye düşünüyorum. Fakat yine de arayıp iyi olduğundan emin oluyorum.
Bu kesinlikle baş edilmesi çok zor bi durum. Etrafımdakilerden çok beni yıpratıyor. Arkadaşıma ulaşamadığımda annesini, babasını arayan bir insanım sonuçta. Benden bu konuda her şey bekleyebilirsiniz. Abime ulaşamayınca polisleri devreye soktuğumuz da olmuştur hani.Bu yüzdendir ki, hani girişte bahsettiğim soğuk kanlı insanları inanılmaz seviyorum. Çok değil, azcık bana da bulaştırsalar o güzellikten. O rahatlıktan.. O huzurdan.. Hayır bir de bir insan nasıl benim kadar geri zekalı olabiliyor da sorununu bu kadar iyi biliyorken, bir türlü çözüm oluşturamıyor. Fiziksel olarak kalp sıkışması, terleme ve hatta mide bulantısına kadar giden bir yol çiziyor.Hayır işte, tuvaletteymiş, banyodaymış, telefonu evde unutmuş, şarjı bitmiş. Sok şunu kafana! Soğuk kanlı ol.
Birinin elini kopuk görünce, ya da buna benzer bir sürü şeye şahit olduğum halde göremediğim şeylere karşı olan bu kaygıma varsa bir çözümünüz beklerim. Son olarak,soğukkanlı insanlar seviyorum sizleri. Sizler iyi ki varsınız. Arada etrafımda olup yüreğime su serptiğiniz için özellikle.
Görsel internetten alıntıdır.
çok soğukkanlı olmakta iyi değil ama sende ki de artık evham kıvamına gelmiş sen biraz sakinleş.peki sen seni etkileyecek ne yaşadın ? o kısımda koca bir boşluk bıraktın...
YanıtlaSilAilen öldü dediler ve on gün boyunca ölümlrine ağladım. Sonra aslında ailem ölmedi,döndü
SilMerhaba ,
YanıtlaSilben de hiç soğukkanlı değilimdir , bazı insanları hayret ile izlerim nasıl bu kadar soğukkanlı olabiliyorlar diye..
sende biraz panik atak var sanırım , ve yorumunu okudum şimdi şaşırdım . Ailen öldü dediler ve sonra ölmediğini öğrendin ne kadar zor bir durum . Nasıl olur böyle bir şey şaşırdım kaldım
sevgiler
Babam sağolsun ondan soğukkanlı olma genini kapmışım.
YanıtlaSilBir olay karşısında bütün ciddiyetimi koruyup sakin kalabiliyorum.
Ama bu şöyle oluyor. Aklıma kötü şeyler gelmiyor. Gelmediği içinde sakinliğimi koruyorum.
Kötü bir olay olduğundada tavırlarıma dikkat ederek yine soğukkanlılığımı korurum.
Birde panik bir insan olmama ragmen:)
Bende seni seviyorum:)
Ben de pek soğuk kanlı değilim. Bizim aileden geliyor. Anneme gidip sonra evime dönerken, eve gidince telefonu çaldır, der.
YanıtlaSil@nesrin, gerçekten çok kötü bir durumdu. Aslına bakarsan borderline şüphesi teşhisi de konuldu fakat gel gör ki, ciddi manada kaygı sorunum var :(
YanıtlaSil@le yan nasıl oluyor o ya? nasıl aklına kötü şeyler getirmeden yaşayabiliyorsun. Ananem de öyle. O kadar rahat ki.. Azcık bana d abulaştırsaymış ya dna sından :)
@yolcu,o ben de de var maalesef. kardeşime okula gidince, okuldan çıkınca, eve gelince ara diyen bir insanım ben :(
Aklıma kötü şeyler gelmeden yaşamıyor değilimki.
SilÖrnek ben paratoner bir insanım illaki başımda hep bir bokluk olur.
Kendim hakkında olursa kötü hali düşünürüm. Ama yine soğukkanlı sakin bir sekilde.
Başkası oldu mu ne bileyim sevdiklerime kötü bir şey gelme ihtimalini konduramıyorum.
Babadan gelen dna'm sagolsun:)
Annem cok paniktir mesela.
Allah'a şükür ona çekmedim:)
Lee yan yazıma ilham oldun!
YanıtlaSilben de soğukkanlılık istiyorum. çünkü azrail hep benim sevdiklerimin üzerinde sanki. heralde sen öyle şeyler düşünmezsin :)
Düşünürüm. Ama hemen sizin gibi panik yapmıyorum. Geçtigimiz aylarda bizim ailede ölümler ve kazalar üstüste geldi.
SilKesin dedim başımıza bir bokluk gelecek. Lakin onu derken bile rahattım.
Hayatı pek ciddiye aldığım söylenemez.
Aslında bir sey kendime olunca üzülmüyorum ama sevdiğime gelince daha çok üzülüyorum
lisede bir arkadşaım vardı melisa diye, o senin gibiydi. Allah m onun gibi rahat olmayı onca çok isterdim ki :) takıla takıla biraz ben de boşvermeye başlamıştım fakat gel gör ki üzerinden çok zaman geçti.
YanıtlaSil3 üniversite okudum, bir sürü arkadaşım oldu fakat onun kadar rahatını da görmedim hani. keşke birazcık bana bulaştığı yer kalsaydı aynen :) değerini bil.
Hahaha bu bana arkadaşlarımın dedigini hatırlattı.
SilRahatlık konusunda nam saldım.
Kanka sen rahatsın ya ne güzel derlerdi. Boşver en çok kullandığım kelimedir:)
Değerini biliyorum:)
Arkadaşımın biri derdi senden rahatı mezarda diye ona derdim mezardakinin kabir azabı derdi var:)
ahahhahaha sende de melisa 2 sendromu görüyorum :D Allah m ya benzetmeye bak, Allah korusun, gecinden versin. :)
YanıtlaSilHahaha cevao yazarken bile panik olmussun. Allah gecinden versin yazmışsın ya:)
SilSendrom degil huy.
Benim rahatlığım nirvanada:)
İnşallah sanada gelir azcık bu rahatlık
İNŞALLAHHH :)
YanıtlaSilKardeşim bana sinir olur hiç mi telaşlanmazsın diye. Telaşlanabilirim aslında ama kendime o izni vermiyorum. Yani kötü haber çabuk yayılır sözünü kendime söylerim en başta. Vardır kesin mantıklı bir açıklaması derim. Yapabileceğim bir şey varsa yaparım, elimden hiçbir şey gelmeyecek durumdaysam kendi kendimi yıpratmamayı tercih ederim. Nasıl olsa bir işe yaramayacak.
YanıtlaSilGeçen gece Metos her zamanki saatinde vatsapda değildi mesela. Skaypa baktım telefonunun şarjı bitmiştir belki diye, yoktu.Bir iki mesaj attım. Bir an gözümün önünde dünyanın öte ucunda oğlumun başına gelebilecekler silsilesi uçuştu. Sonra oturup dua ettim ve yattım. Yapabileceğim başka hiçbirşey yoktu zaten. Gece uyandığımda baktım basketbola gitmiş maymun, tabi sıkı bir azar işitti :)
Herşey dozunda olmalı bence :) Sogukkanlı insanlar her ne kadar iyi olsa da çogu şeyi umursamamaları falan sinir bozucu olabiliyor.
YanıtlaSil@Handan, iyi dayanmışsın valla tebrik ettim :)
YanıtlaSil@mars beyinli kesinlikle öyle fakat gel gör ki ben hiç öyle olamıyorum :(