Başörtüsü Takılmalı Mı?


Fanatik olmasam da, ciddi manada takip ettiğim ve söylediklerine düşünerek hak verdiğim ender hocalardandır Nouman Ali Khan. Arap olup, ingilizce ile dünyaya açılan öğreticilerden bir tanesidir. Her zaman söylerim, birileri bir şey anlattığında o şeyi yeni duymuş ve öğrenmişsem; o kişi benim hocamdır.Neyse,bu mevzuya başka bir gün döneceğim.

Nouman Ali Khan bugün yayınlanan videosunda kendisine gelen bir mailden bahsetmiş. Öyle şok içinde kalmış ki.. Bir hanımdan gelen mailde "dinde başörtüsü yok, kuran da öyle bir ayet geçmiyor" demiş. Khan, böyle bir şeyi okumayı hiç beklemediğini ve gerçekten çok şaşırdığını söylemiş. Fakat daha büyük bir hayrete yaptığı araştırma sonucu düşmüş. Çünkü o hanım gibi düşünen bir çok insan varmış. Ah keşke bir de bizim ülkemizi görse.. Bir ara ciddi ciddi bu tartışılmıştı çünkü. Neyse, ilerde bununla ilgili bir konuşma yapacağını açıklamış fakat dille ilgili sıkıntıları anlatmış. Tabii eklemiş bir de, dinimizde her şeyde olduğu gibi örtünmek de bir tercihtir ve bu konuda kimse kimseyi zorlayamaz.

Gelelim Kur'an da geçen başörtüsü ayetine. Nur Suresi 31.ayet: (diyanet işleri çevirisi ile): Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut kocalarının babalarından, yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!

Khan bu konuda şöyle diyor: "Arapça o kadar harika bir dil ki "baş örtme" anlamına gelen bile 9 farklı kelime var. Onlardan yalnızca biri "مغغر , مقنع " خمار gibi birçok kelime var. Eğer yüzü kapıyorsan farklı bir kelime kullanılıyor,göğse kadarsa farklı bir kelime vs. Uzunluklarına göre farklı kelimeler kullanılıyor. Kur'an da kullanılan kelime خمار mesela. Biz genelde halk arasında hicab (حجب) deriz. Aslında hicabın başörtüsü anlamı yok, hicab "bir engel, set " anlamında. Duvara da hicab denilebilir mesela. Bir perdeye hicab denilebilir. Zamanla başörtüsü yerine kullanılmış fakat ne Kuran'da bu anlamda geçiyor, ne de klasik Arapça'da bunu bu anlamda kullanılmış. Kuran'da geçen kelime ise خمار. Bu kelimeyle ilgili güzel bir şey var ki, o da kelimenin başı örtmek anlamını bizzat taşıması. Başı ve daha fazlasını örtmek. 
İslamdan önce de kullanılmış bir kelime. Erkekler de خمار takarlarmış. Sarıkları bele kadar uzanacak derece uzunsa ona da خمار derlerdi. Kadınların arasında da değişik modalar vardı. Bazıları at kuyrukları ile birleştirip arkaya saldıkları bir örtü tarzı bir şey takarlardı başlarına. Yani öne değil de arkaya salarlardı örtülerini. Buna da خمار denirdi. Kur'an-ı Kerim de arkalarına değil, önlerine salmaları söylüyor, göğüslerine kadar. Yani himarın kalacak ama yalnızca değişiklik olarak onunla önünü de kapatman gerekiyor. Çünkü himar kelimesi zaten başını kapatmak anlamını içeriyordu. Belli bir uzunluğu olmalıydı.Kelimenin anlamında var zaten,İslami anlamından bile bahsetmiyoruz şu anda. Bu mana zaten kelimenin içinde var ama maalesef bazı mealler bu ayeti "örtülerini göğüslerinin üstüne alsınlar" diye çevirmişler. Halbuki "örtü" bir şal olabilir, herhangi bir elbise olabilir. Baş örtmek anlamına gelmiyor o şekilde açıkçası. Tüm bu kafa karışıklığının esas dile çok dikkat edilmemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Ve bir çok meal çalışmasının bu konuyu çok basite alıyorlar ve bizler de böylece kendimizce kesin sonuçlara varmaya başlıyoruz. Tüm bunları anlatsan bile insanlar -sen kim oluyorsun da beni buna yapmaya zorluyorsun diyebiliyor. Oysa ben kimseyi bir şeyi yapmaya zorlayacak konumda değilim. Ama en azından insanların Kur'an da geçen kelimenin bu olduğunu ve bu anlama geldiğini bilmelerini istiyorum. Eğer başka bir kanıt varsa elinde dinlemek isterim" diyor.

Bu konuda var olan tartışmalara bir son vereceğine inanıyorum. Zira annem Arabistan'dan Türkçe'ye bir Arap şeyhi tarafından çevrilmiş olan bir Kur'an getirmişti. Gerçekten de bazı yerlerde farklılıklar olduğunu gözlemlemiştim. Kesinlikle kafa karışıklılıkları dile tam olarak hakim olmamızdan kaynaklanıyor. Fakat bu, "Kur'an da öyle bir şey yok" gibi kesin yargılar vermemize de olanak sağlamamalı. Çünkü var olan ikinci bir şey de "Onlara benzememek". İki kadını veya adamı yan yana koyduğunuzda Müslüman olduğu ayrımının bilincine varabilmek. 

Bir de böyle bir tartışma ortamında bir arkadaşım tartışmayı durdurup "O halde sen de bana başı açık gezmelisin, saçlarını savurmalısın ya da bunun gibi başın açık şekilde gezilmesi gereken ayeti göster" demişti. Sonuçta Kur'an bir öğreticiydi. Özellikle kadınların yaşam tarzı için özel bölümleri vardı. Tabii erkeklerinde.. Ah dur şimdi erkeklere yüklenesim geldi. Onlar gelip şimdi burada hiç bıdı bıdı yapmasınlar. Önce siz müslüman gibi davranın, müslüman gibi olun, müslüman gibi yaşayın, sonra gelin kadını eleştirin. 

Çok değerli bir arkadaşımın da dediği gibi: "Ne zaman ki pazardan aldığım meyveler eve geldiğimde çürük çıkmazsa, işte o zaman müslüman bir ülkede yaşadığıma inanacağım." Tamam dağılalım artık.

Ha bir de bizi öcü gibi görmeyin ya. Ya da cennetlik, hiç hata yapmayan insanlarmışız gibi davranmayın. Falsoları bulup, sağda solda yayınlamayın. Çünkü örtünsün veya örtünmesin; kadın kadındır. Hatası kendinedir, seçimi de kendine. Burada yazılan yazının amacı Kur'an da geçen kelimenin Arapça anlamı ve eğer varsa yanlış bilinen bir şey düzeltilmesidir. Saygılar.

Yorumlar

  1. Ayette 'vel yadribne bi humurihinne ala cuyubihinne' şeklinde geçiyor. Örtülerini göğüslerine vursunlar. Hımarın başını örtmek anlamına geldiğini ise nereden söylediğinizi bilmiyorum. Humar-ül res falan geçse anlarım. İlla baş mı geçecek diyebilirsiniz? Sözlüklerde de bu kelimenin anlamı örtü.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba
    Yazıyı okursanız eğer o kelimenin Arap bir hoca tarafından açıklandığını görebilirsiniz. Yoksa benim Arapça m çok çok kısıtlı açıklama yapabilmek için fakat çeviriden iyi anlarım. Çeviri yaaparken de dönem şartları deyimler ve kullanım alanları önemli olduğundan anadili olan insanların çevirilerine daha özen gösteririm.

    YanıtlaSil
  3. Çok bilgilendirici bir yazı olmuş.Teşekkürler.
    :)
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. çok güzel bir paylaşım olmuş oldukça detaylı açıklanmış :)

    YanıtlaSil
  5. Ben Khan Mhan tanımam :) Dönemin deyişlerini de kesin olarak bilemiyoruz. Ancak hımarın örtü anlamında kullanıldığı hadis kitapları da var. Sözlüklerde de başörtüsünün karşılığı 'mikna' ya da 'nesif' olması gerekiyor. Bence işin daha sıkıntılı kısmı zaten bu konunun bu kadar tartışılıyor olması.

    YanıtlaSil
  6. Tabi tek bir ayete bakarak hüküm verilmez. Kuranın bütününde, o ayetin diğer ayetlerle düşünüldüğünde ne anlama geldiğini bakmak gerekir. Kuran bir bütün olarak nasıl bir kul, insan ve müslüman olmamız gerektiği konusunda bütün ayetleriyle bize bir dünya sunar. Tesettür de öncelikli olarak neslin korunmasında önemi olan ar ve namus değerlerini korumaya yöneliktir. türkçemizde hicap duymak kelimesini kullanmamız da ar ve namusla utanma duygusunu öne çıkartır.

    YanıtlaSil
  7. İslamiyet üzerine yazan (www.halitcandundar.wordpress.com.tr) biri olarak şu üç videonun ve bir yazının izlenmesini ve okunmasını tavsiye ederim, selamlar.

    Kuran Araştırmalar Grubu: https://www.youtube.com/watch?v=wNMF_zwJ1k0

    Edip Yüksel: https://www.youtube.com/watch?v=l09xqqMNI6A

    Aytunç Altındal (Öldürüldü): https://www.youtube.com/watch?v=dk0CTIQbw5U

    Yazı: http://dersvekuran.blogcu.com/nur-suresi-31-ayet-ve-basortusu/13036953

    YanıtlaSil
  8. Bahsettiğin videoyu ben de izledim. Nouman Ali Khan da saygı duyduğum bir hoca ve takdir ettiğim bir hatiptir. Bu konuya değinmesi de kafası karışık müminler için iyi olmuş.

    YanıtlaSil
  9. Güzel insan, bu günlerde yine yeniden üzerinde polemik yapılan bir konuya değinmişsin; çok da iyi etmişin... Ya takmak istemeyen takmasın ona kimsenin sözü olmaz/olamaz ama insan işte yaptığı yanlışın (ya da kendince doğrunun) kanıtı için bile ilahi mesajları eğip bükme merakında ! Ya okuduğunu böyle anlıyorlarsa he tamam örtmesinler alıp şallarını atsınlar yakalarına şık bir vaziyette gezsinler ,ne diye ayet bükücülük yapıyorlar ben de bunu anlamıyorum...

    Bu arada alıntı için de teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  10. Daha yakın zamanda bu konu bir arkadaşım tarafından açılmıştı. Ona da başka birisi söylemiş. Benim fikrim olmadığı için ben söz sahibi değildim. Araştıracaktım. Unutmuştum. Hatırlatman iyi oldu!

    YanıtlaSil
  11. Eee ona bakarsanız Kuran'ın hiçbir yerinde "İsrafil" diye bir isim de geçmiyor, sadece Sur'a üfleneceği yazıyor. "Azrâil" adı da geçmiyor, bir iki yerde "ölüm meleği" diyor. Hatta Mikail bile sadece bir kere geçiyor. Nereden çıktı bu isimler o zaman :))

    O değil de, Allah "Ey müminler, açın, açının!" deseydi bu kadar düşünecek miydik onu merak ediyorum. Aslında orada açın derken bahsedilen şey gönül gözünüzü açın, yok yok kürek kemiğinizden oksipital lobunuza kadar açın, yok aslında apışınızdan marpuşunuza kadar açın diyor diye tartışacak mıydık? Yooo! Direk açacaktık ve mesele kalmayacaktı!

    Ya da "Ey müminler, şarap için" denseydi mesela. O kelime Arapça'daki "ş-r-b"den geliyor ve aslında şurup demek, şerbet de oradan geliyor, zaten şarap demek içecek demek, içki de içilecek şey demek diye iki saat anlam derinliğine düşecek miydik? Elbette hayır! Ne var yani bunda bak Allah da izin vermiş elbette şarap da içerim, rakı da içerim diyecekik yine mesele kalmayacaktı.

    Tıpkı Bakara suresinde Yahudilerin Allah'ın emrettiği öküzü kesmemek için kırk dereden su getirmeleri gibi, yapılması istenen değil de yapılmaması istenen şeyler hususunda bin dereden su getiriyoruz.

    Ben mesela hiçbir Hristiyanın şu ayeti sorguladığını duymadım: "Size, öldürmeyeceksin, öldüren yargılanmayı hakeder denildiğini duydunuz ama ben diyorum ki, kardeşine karşı öfkelenen her kişi yargılanmayı hak edecek. Size, zina etmeyeceksin denildiğini duydunuz ama ben diyorum ki, bir kadına şehvetle bakan adam, yüreğinde onunla zina etmiştir."

    2000 yıldır biri de çıkıp "Aslında orada her öfke duyan değil öldürme arzusuyla öfke duyan veya her şehvetle bakan değil bile bile şehvetle bakan denmek istenmiş" diyenini duymadım. Kemale ermiş olduğuna inanmanın şart olduğu bir din olan İslamın inanananlarında var bu tartışmalar malesef.

    Arapça ne menem bir dil olursa olsun neticede bir yeri örtmek anlamına gelecek bir kelime kullanılmış mı? O yeri de adıyla sanıyla belirtmiş mi? Eee daha ne? Aç deyince açmayacak adamın ört deyince örtmeme çabası nedir allasen :))

    YanıtlaSil
  12. Değerli yorumlarınız için çok teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  13. O videoyu ben de seyrettim Örtünme konusunda kafalarda soru işareti OLMASINA şaşırıyor Dediğiniz gibi hele de Türkiye'yi görse :( sizi yeni keşfettim takipteyim inş. Bu arada syrano num yorumunu kahkahalar atarak okudum. Helal olsun. Durum budur işte

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..