Seçimler Hakkında Yazmalıyım!

Malumunuz bugün seçim günüydü. Sözde "demokrasi" işledi bugün. Demokrasi işledikten hemen sonra insanları aşağılama propogandaları da başladı.

Şu an ki sonuçlara göre yine AKP iktidar gibi gözüküyor tek başına. Akp'ye oy vermeyen seçmenlerin bir çoğu , Akp'ye oy verenleri "gerizekalı, koyun, aptallar, cahiller" olarak sıfatlandırıyorlar. Oy oranı %48 gibi gözüküyor ki bu da Türkiye'de yaşayan büyük bir çoğunluğu aptal ilan etmek oluyor. Neden? Sırf onlar gibi düşünmüyorlar diye..

İnsanların kendilerine göre sebepleri olur ve buna nazaran oy kullanırlar. İnsanlar Akp'ye oy atıyorlarsa mutlaka bu konuda bir sebepleri vardır. O kişileri aşağılamak, aptal yerine koymak kimsenin hakkı değildir. Bunca milleti aptal ilan etmekte. Sonuçta bu toprakların üzerinde hep birlikte yaşlanıyoruz.

Kişisel olarak oy kullanma taraftarı değilim. Çünkü demokrasi denilen şeyin varlığına inanmıyorum. Eskiden inanıyordum belki ama artık inanmıyorum. Aslında eskisini düşünüyorum da, "Atam olsa bu günleri görse " diyen insanlar dolayısıyla.. Demokratik bir ülke olduğu iddia edilen ve Cumhuriyetin ilan edilmesinden tam 25 yıl sonra çoklu partili sisteme geçen bir dönemden bahsediyoruz. Atatürk sağlığı boyunca her nedense Cumhuriyeti ilan etmesine rağmen çoklu partili seçim sistemini gerçekleştirmemiş. İlginç değil mi? Ancak 1946 yılında çoklu partili seçime geçilmiş. Aralarda seçimler de olmuş mu acaba?

Her neyse, günümüzün de bundan pek bir farkı yok aslında. Ya Akp'li olucan, Ya Chp'li. Şimdilerde yarışa Hdp'de katıldı sanki. Arada fasülye olarak takılan Mhp'de var. Kimler ne kadar oy almış önemli değil fakat ülke olarak belli alanlara dağılmış durumdayız. İnsanların şimdilerde korkusu Akp bizi kapatacak korkusu. Merak etmeyin Akp sizleri kapatmayacak. Kapatmak isterse de en çok ben ve benim gibi üniversiteye girerken başını açmak zorunda olanlar karşı çıkacak. Ki madem din merkezli bir partiden bahsediyoruz, zaten dinde zorlama yoktur. Fakat bizim zorla başımızı açtığımız günleri unutmamız da mümkün değildir. Sen kenara geç, şu odada başını aç dedikleri günleri de unutmayız, hatta iki sokak ötede açın diyenleri de.. İşte onlar sayesinde sizlerin haklarınızı koruruz. Kimse sizlerin başını zorla kapatamaz. Kapattırmayız.

Seçim sonuçları yavaş yavaş açıklanırken, insanların ilk korkusunun bu olması gerçekten saçma değil mi? Bana da öyle geldi. Bir de "dağdaki çobanla benim oyum bir mi" mantığını kabul edenler çıktı bu sonuçları görünce. Fakat chp iktidara yaklaşsaydı, işte o zaman baş tacı olurdu o aşağıladığınız çoban. Ulan sen kimsin ki çobanı aşağılıyorsun? Çobanın köpeği ol be! Sokaktaki adamı, köylüyü, çobanı aşağılama hakkını sana kim verdi? Atatürk sağlığında "köylü milletin efendisidir" demedi mi? Sen kimsin de köylüyü hor görüyorsun. İşte Akp neden bu kadar fazla oy alıyor biliyor musun? Halka inebildiği için? Halkın içinden insanları teşkilatına alıp, çobanı köylüyü bağrına bastığından. (Tabi olumsuz koşullarda aksi de olabiliyor)

Aferin, sizler böyle insanları gerizekalı görmeye, aşağılamaya devam edin. Sizin gibi olmayan insanlardan öcü gibi korkun. Çünkü onlar sizler gibi düşünmüyorlar. Çünkü onlar farklı seçimler yapıyorlar. Ya da durun, silkelenin. Biz neler yapabiliriz i düşünün. Çoğunluğun ihtiyacı olan sözüm ona demokrasi de o çobana da ihtiyacınız olduğunun farkına varın. Çünkü o çoban sizin koyunlarınızı güdüyor, o çöpçü kapınızdaki çöpleri alıyor, o işçi emeğiyle asla alamayacağı şeyleri üretiyor ve sizin bu yüksek egolarınız yüzünden hala ekmek parası yüzünden madenlerde insanlar ölüyor. Halkımızın refahı ve mutluluğu için birbirimizi aşağılamak, seçimler dolayısıyla etiketlemek değil; saygıya ihtiyacımız var.

Bu yazdıklarımın hepsini tekrar tekrar okuyayım da, yaptığım hatalarımı düzeltmeye çalışayım. Çünkü insan bu dünyaya hata yapıp, düzeltmek için gönderildi. Haydi hepimiz için hayırlı olsun. En başta söylediğim gibi, burada yaşıyoruz, burada yaşlanıyoruz.

Yorumlar

  1. Demokrasiye ben de inanmıyorum uzunca bir süredir, yine de yapacak daha iyi bir şeyim yok gibi geldiğinden, oyumu veriyorum. Bu seçimde de saatlerce yol gelip oyumu verdim.

    Bizim başımızı hiç kimse zorla kapatmaya çalışmadı, henüz. Ama bize nasıl yaşayacağımız, nasıl güleceğimiz, kimlerle oturacağımız, kaçta eve gireceğimiz kaçta çıkacağımız dikte edilmeye çalışıldı. Çünkü kürtaj konusu gündeme getirildi. Çünkü aslında hepimizin, yani her kadının bedeni üzerinden defalarca kez siyaset yapıldı. Çünkü öldük, çünkü ölümümüzü izlediler, çünkü oh olsun da dediler. Nasıl bizim içimizde sizin başınızı örtme hakkınızı savunanlar çıktıysa, sizlerden de bizim başımızı açma hakkımızı savunanlar elbette ki çıkacaktır. Ama sanıyorum yine bir avuç olacağız. Zaten yine durduk yere sizli bizli konuşuyorum, hepimiz biriz aslında.

    Ben çok mutluyum kendi adıma bu gece. Seçim sonuçlarından da mutluyum. Genel olarak çok mutluyum. Hepimiz için hayırlısı olsun. Umarım hiçbirimiz verdiğimiz kararlardan pişmanlık duymayız.

    YanıtlaSil
  2. Aslında benim de seçimler hakkında konuşmaya hakkım yok bence. Fakat yine de oy kullanma hakkında bulunanları koruma iç güdüm var. Aslında hep ezilenleri koruma iç güdüm var.

    Ayrıca çokça haklısın Cess, dünyada var olan bir durum bu. Her zaman kadınlar kaybeder. Kadınlar olarak tüm acıları bizim çektiğimiz yetmiyormuş gibi, üzerimizden oynanan oyunlar da cabası. Allah bizimle inşallah :)

    YanıtlaSil
  3. Demokrasi mi kaldı ki inanalım? Biz en dogrusunu seçmeye çalıştık kendimizce belki ama kendimce en az yanlış olanı seçmeye çalıştım. Umarım pişman olmam, pişman olmayız.

    YanıtlaSil
  4. Demokrasi kalmadı
    İyi olmasını umut etmek istiyoruz
    Ama bence ülkece bir hiç olmaya gidiyoruz.

    YanıtlaSil
  5. sorunlara insani açıdan yaklaşma konusunda maalesef hafıza ve vicdan olarak sınıfta kaldık.. oy hakkı, dağdaki çoban söylemleri, bunların hepsi bir yana.. bunların da kendi içinde kesinlikle eleştirilecek yanları var; fakat hiçbir şey, sahile yüzükoyun vuran mülteci bir çocuğun cesedinden daha önemli olamaz, tıpkı edebiyatımız gibi düşüncelerimiz de ucuzlaştı, içi boşaldı.. kaosun mimarları, yokluğun, açlığın, cinayetlerin mimarlarını unutup, yine kendi aramızdaki tartışmalara dönüyoruz,, demek ki bir samimiyet sorunumuz var..

    kim kime oy verirse versin, kim kimin hakkında çoban ya da yobaz derse desin, benim için bunlar bir anlam ifade etmiyor, ben asıl şuna bakıyorum; bu ülkede mafya bozuntuları, kabadayıların, hırsızların, rant ve ihaleyle nasıl iş kaparım, büyürüm ve çalar çırparım diyen tüccar bozuntularının, oy veriyorum çünkü islamın ve ümmetin selameti için diye saçmalayan dindarların, dincilerin hepsi tek elden aynı kişiye oy veriyorsa, ben o gemiye binmem.. o gemi su alır, o gemi mutlaka bir gün delinir.. uzaklaşıp şöyle bir bakıyorum, tüm çakallar, tüm ahlaksızlar, tüm dindarlar! hepsi aynı gemide farklı niyetlerle yola çıkmış.. isterse 100% dolu olsun bu gemi, bir kişilik yer kalsa o gemide, vallahi billahi binmem.. bu da işin acı ve gerçek tarafı.. kalbi temiz ne insanlar, tertemiz nice insanlar, temiz niyetlerle gidip bu gemiye biniyorsa, kirlenmemeleri ve diğerleri gibi olmamaları içten bile değil.. ALLAH bu millete akıl fikir vicdan samimiyet ve doğruluk versin..

    YanıtlaSil
  6. Dini sömürüp de güzel dinimi abuk subuk emellerine alet edenlere kızıyorum ben. Bir baş kapamaktır gidiyor, bütün mesele o olsa keşke. Yalan, dolan, hırsızlık, herkesi ayırmak, parçalamak kadar büyük günahlara kimsenin baktığı yok. Yiyor ama yapıyor lafını da anlayamıyorum. Ne yapıyor. Memelekette bina dışında bir de bozulup yeniden yapılan yol dışında yapılan bir şey yok...

    Hayatımda hiç politik bir insan olmadım. Al birini vur ötekine derim hep ama bu kadar çalan çırpan benim paramla abuk saraylar yaptırıp tahtta oturanını da görmemiştim. Dinimizde israf mı varmış bu kadar, inanılmaz...

    En kötüsü de bu kadar kopmamız birbirimizden. Çok acı çok...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..