Sembolik.


Şimdi bi sahne düşünün,iki oyuncu var. Etraf karanlık,ışık yalnızca oyuncuların yüzünde. Susmak zor,konuşmak daha da zor.. Kadın etrafına bakınıyor, kimse yok.. Adam sahnenin diğer ucunda. Karanlıkta sanki ama yüzünde ışık. Kadın korkak ve çekingen. Hatta ruhsuz ve duygusuz. Sinir bozucu ve uyuz. Şımarık ve kendini bilmez. Kendi burda ve aklı başka yerde  

Adam çok iyi. Hatta görülmemiş bir iyilik söz konusu. Adam kararlı ve düşünceli. Adam yardımsever ve mükemmel. Adam akıllı ve komik. Adam eğlenceli ve mutlu. Adam alttan alan ve duygusal. Adam sahnenin ucundaki kadına yaklaşmaya başladıkça, kadın kaçak.. 

Kadın korkak. Kadın çekingen. Kadın kazandıkça kaybedeceğinin farkında. Kadın gözlerini kapattığında adamı göremiyor. Adamı göremeyince canı acıyor. Bunun da farkında. Gitse yanına, gidemiyor. Biliyor ki adam düştüğünde yakalayacak. Ama düşmek istemiyor ki. Düşerse canı acıyacak. Canı acımadan yaklaşmak istiyor. Kadın korkak. Canı ya acırsa?! Kadın daha da korkuyor. Ya adamın canını yakarsa? Bu çok daha kötü geliyor. Sahne uçsuz bucaksız gibi. Başka kimse yok etrafta. Varsa da karanlıktalar. Görmüyor kimseyi kadın. Kadın korkak. Aralarındaki mesafe azalıyor. Yaklaştıkça adam, kadın huzursuz. Çünkü kadın korkak. 

Kadın,adam yanında olsun istiyor. Hep yanında olsun. Çünkü karanlıkta görebildiği en güzel yer orası. En iyi yer.. Sonra adama ulaşabileceği noktada tokatı yapıştırıyor yanağına kadın hiç düşünmeden. Kadın düşüncesiz. Kadın pişman. Kadın saçmalıyor bazen çünkü. Ama adam alttan alıyor. Adam katlanıyor. Çünkü adam katlanmayı seviyor. Çünkü kadın da katlanılmayı seviyor. Çünkü kadın adama takılmayı, bazen canını yakmayı seviyor. Çünkü etraf karanlık, çünkü başka kimse yok. Çünkü o onunla,o onunla.. Işıklar yüzlerine yansıyor. Bir zamanlar acıtan ışık, artık huzur veriyor. Çünkü aynı sahnede, yan yana kadın ve adam. Seyirci yok, ışık yok, alkış yok ama mutlular onlar.

Yorumlar