Ivır Zıvır Part 43

Mutlu pazarlar deyip, sevgilisinin fotoğrafını paylaşan insanın kafasını merak ediyorum ben. Neyin çabasıdır o? Sevgilini gösterip, içim açıldı, sizinde açılsın paylaşımı mı? Yoksa Pazar günümü de bu şekilde geçiriyorum çatlayın a dostlar içeriği mi? İlki geliyor hep benim aklıma nedense. İnsan güzel bir anını paylaşmak ister, beraber güzel çıkarsınız paylaşırsınız falan anlarım da ; bunun bir açıklamasını yapamadım kendi çapımda. Yapabilen varsa mutlaka bana da yapmalı.

Paylaşım demişken; bazı insanlar her adımını paylaşır oldu. Ben bir fotoğraf çekerim, güzelse; "Aaa bunu da paylaşalım" derim. Son zamanlarda herkes paylaşmak için fotoğraf çekmeye başladı. İşte evden çıkarken "Biz çocuklarla gezmeye gidiyoruz", yemek yerken "Biz yemek yedik", banyo yaparken "çocuklarla banyo keyfi" ve hatta hastane köşesinde serum yerken "Bana geçmiş olsun" paylaşımları falan. İyi de banane? He bir de o hastane köşesindeki rezil, hasta, kimsenin görmek istemeyeceği halini neden paylaşıyorsun be bacım?

Shearaton otel'de mescid bulamadık bugün. Maslak'ın göbeğine kurulmuş olan otelin yüzlerce odası varken, bir tanesini mescid olarak ayırmaması ilginç bir ayrıntı olarak geldi bana. Tamam, belki uluslar arası bir yersindir. Fakat Pray Room koyman gerekir her şekil. Başlıca dinlere özel bir iki köşe yapsan yeter. Elemanlar sağolsunlar, seccade getirip "müsait bir oda" ya bizi yönlendirdiler. Orada namaz kılabildik fakat Müslümanların çoğunluğunu oluşturduğu bir ülkede mescid zorunluluğunun hala getirilmemiş olmasına inanamıyorum.

Bir de Odtü'de mescid yokmuş sanırım. Mescid yapılması için toplanan imzalara karşı imzalar toplanıyormuş. Bir insanın ibadeti neden diğer insanları bu kadar rahatsız eder diye düşünürken birden aklıma bir düşünce geliverdi. Doğruluğunu teyit etmem için ölmem gerekiyor. Doğarken ruhlarımız Allah'a bazı sözler vermişler ya hani, sanırım o sözlerin tutulmayışının eseri tüm bunlar. Sözünü tutmayan insan, fıtratında bir vicdani rahatsızlık duyuyor. Üzerine bir de sözünü tutan insanlar görünce, onlardan kurtulmak istiyor. İbadet edicem sözünü yerine getiren insanlar vicdani rahatsızlığı daha da bir arttırıyor. Örtülü kadınlar, namaz kılan adamlar, dinine sahip çıkan gençler,  dindar nesiller falan hep rahatsızlık verici. Allah affetsin.

Bir de "Eve gidince ara" cümlesinin neresi bu kadar anlaşılmaz anlayamıyorum. Merak eden bir yapıya sahipsiniz misal. Biraz da paniğiniz atağa geçiyorsa; sizi merakta bırakmamalı bir insan. Sizi merak eden insanları üzmeyiniz. Çünkü onlar iyi ki varlar.

Yorumlar

  1. Bence de ibadet etmek isteyen insanlar için uygun bir yerin hazırlanması mantıklı ve düşünceli bir hareket olurdu. Ben insanların dindar insanlardan rahatsız olmasını çok başka nedenlere bağlıyorum ama doğru değil tabii. Olsun ODTÜ'lülerin de mescidi, hoş değil karşı imza toplanması. Kimseye zararı da yok, çok rahatsızsan yanından yöresinden geçmezsin kimse git mescide diye zorlamıyor ki seni.

    YanıtlaSil
  2. Ne tür bir video izledim bilmem ama "bunlar da ilginizi çekebilir" diye Youtube ağa, bir kaç hafta boyunca öpüşmelerini yayınlayan çiftler için oluşturulmuş bir kanal tavsiye etmişti bana. 15-16 yaşlarında her milletten öpüşen çiftler... Sürekli güncelleniyor ve en az izleneni rahat bi 100.000 falan vardı. Düşünsene, öpüşen iki gencin sadece tek bir videosunu 100.000 kişi izliyor ve altına da yorum yapıyor, çok tatlısınız, çok mutlusunuz, gördüğüm en romantik öpüşme, tanrı aşkınızı korusun vs vs...

    Bırak bizimkiler fotoğraf paylaşsın, sevinsin garipler, eh demekki var bir piyasası ki bu kadar da tutuyor. Bunların sıradan gelip daha fazlasının da "paylaşılacağı" günleri bekliyorum ben :)))

    Bir de taaa okuduğum zamanlarda bir forumda epey bir tartışmaya girmiştim. Kız soruyor "abi sizin orada okumak istiyorum ben de, ortam nasıl" diye. Ben de ne bileyim, saf saf anlatıyorum "işte şöyle geniş, böyle havuzu var, şöyle kütüphanesi var, millet mescit diye ağlarken bizde kocaman cami var" diye... Vay sen misin diyen!!! Abi siz nasıl okuyorsunuz orada yaaa, kampüste cami var diyor adam yaaa, bırak yaaa bırak yaaaa... Camili bir üniversitede okumak bir yana, bundan bahsetmem bile kızın benden nefret etmesine yetti :))

    Şimdi olsa diyeceğimi bilirdim de, o zamanlar farklı görüşlere saygı denen şeye pek bir inandırdılardı beni. Elemanlar adımın ilk hecesini duyunca linç etmeye niyetleniyorlar, ben daha "ay ama onlar da öyle inanıyorlar ne varki bunda hihihi..." diye cicişler yapıyorum. Sonra vay arkadaşlarım tarafından ihanete uğradım, uğrarsın tabii eşşoğlubeşkulak (yorumcu burada konuyu yine kendine yontmayı başarıyor, gece gece cinleri toplanmadan kaçsın en iyisi, Teletubbies izlesin)

    Yaa bunlar da böyle anılarım işte (^_^)

    YanıtlaSil
  3. merhaba gayet içten bir yazı gerçekler bunlar....... bu arada bloğunu takibe aldım bende bekleri

    YanıtlaSil
  4. Instagram klonlarından, anti imzalara kadar her bir cümlene katılıyorum.
    Benim kolumda serum varken tek derdim acaba iyi olcak mıyım, çişim de geldi bitse hemen bari olurken, fotoğraf çekip üstüne filtreyi basıp binlerce emojiyle paylaşmak aklımın ucundan geçmiyor.
    ODTÜ olayına da canım sıkıldı şimdi.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..