Ivır Zıvır Part 41


Çok değerli okuyucu, şimdi sen bu yazıyı okurken 41 kere maşallah de. Çünkü gördüğüm kadarıyla takipçi sayım hızla artmış. Son zamanlarda buraları boşlamış olmama rağmen. Bu da demek oluyor ki, bir teşekkürü borç bilmeliyim sizlere. 1799 kez teşekkürler. Google Plus'taki 2890 kişiye de öyle. Bu artış arttıkça ben yazmaya devam ederim.

Bu günlerde yazamama sebeplerimi sıralayım dilerseniz. Çok fazla iş aldım başıma. Bir sürü projemin yanı sıra, bir kaç iş daha aldım. Projeleri yetiştiremiyorum, kafam bir türlü boş olmadığından. Boş olmama sebebime gelecek olursak evlilik arefesinde bulunmam. Efenim ben geçenlerde nişanlanmıştım, hakkında yazı yazmadım. Nişan tepsimi, yüzüklerimizin bulunduğu parmakları çekip koymadım ya buralara, inanamadınız sizler tabi.

Nedir o arkadaş? Hani kınamayım, başıma gelmeden ölmem diyordum fakat olmadı çok şükür. Elimizin fotoğrafının çekilmesine izin bile vermedik, o derece öğhk geldi. Allah'a şükür ben ne kadar sosyal medya meraklısıysam A kişisi o kadar sosyal medyadan uzak duran bir insan. Bu yüzdendir ki, "Onu paylaşma, bunu gönderme, şunu yayınlama" gibi laflar etmiyorum. Geçenlerde yediğimiz bir yemeğin sunumunu beğendiğimde çekmek istediğimde ağzımı burnumu kıracaktı, o ayrı. Neymiş efenim, milletin canı çekermiş,olan varmış olmayan varmış. Müslüman insan yapmazmış böyle şeyler. Hayır onu paylaşma acısı öyle bir içime oturdu ki.. Anladım o yüzüğünü parmağına geçirir geçirmez kapak fotoğrafı yapan insanın psikolojisini. Henüz o kadar ilerletmedim durumu. Umarım ilerletmekte nasip olmaz.

Sosyal medyayı etkin kullanamama sebeplerimden bir tanesi ise, almış olduğum fotoğraf işi. Sanırım en sevdiğim iş bu diyorum her seferinde. İşte bi iç çekim yapılıyor. Photoshop'unu falan yapıyorum. Sonra miss gibi iş. Bir günde çekim, üç günde shop işlemi derken miss gibi iş çıkıyor bana. Aslında bunu ciddi şirket işine dökebilirim. Arayın, gelip makinelerinizi, eşyalarınız ve web sitesinde yayınlamak istediğiniz neyiniz varsa hepsini çekip dönelim. Memnuniyet baş tacımız olsun. Dur bu fikir burada dursun. Çünkü muhtemelen yarın sabah uyandığımda hatırlamıyor olacağım..

Sizlerde de var mı bu aptallaşma bilmem ama ben her şeyi unutur oldum. Az önce tanıştığım insanın ismini unutmaktan tutun da, eski zamanlarda aynı sınıfta bulunduğum insanlara kadar her şeyi unutur oldum. Umursadığım bir kaç şey haricinde her şeyi unutuyorum. Bu umursamazlıktan geliyor biliyorum fakat yine de ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Umursarsam beynimi boş yere gereksiz bilgiler ile dolduracakmışım gibi geliyor. Barthes, Propp, Aristotales, Karl Marx, Deleuze, Freud gibi adamlar ve düşünceleri varken, hiç bir şey bilmeyen, cahil takımı, yeni yetme kültürsüz insanları ve aptal aşk sorunlarını dinlemek bana gereksiz geliyor. Bence size de öyle gelmeli.!

Bugün kitap okuma önerisi: George Orwell - 1984
Film izleme önerisi: Thurman Show

Bu ikisini okuyup izleyin de , nasıl bir hayatta deney faresi gibi yaşamak zorunda olduğumuz bilincine varın. Aslında burası hiç ıvır zıvır değil!

Yorumlar

  1. Rabbim tamamına erdirsin güzellik :) Sanırsam tam kendi kafana göre birini buldun Rabbim sevgi ve muhabbetinizi daimetsin inşaallah...

    Takipçi sayın için de :'' Ne güzel, keşke benim de olsa !'' :D

    Sevgilerimle...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..