Ivır zıvır part 20


Selam dostlar. Bir ıvır zıvırla daha karşınızdayım. Bugün nelerden bahsetsem bilemedim. Yazarsam bilirim dedim, başladım!

Mecidiyeköy'deki iş kazasını duydunuz mu? Duymuşsunuzdur. Bunun üzerine ne yapacağız? Oradan ev satın almayacak mıyız paramız varsa, yoksa kazayı geçiren işçilerin ailelerine yardım mı yapacağız? Bir şey söyleyim mi, şimdi sosyal medyada atıp tutanlar, yarın bu olayı unutacaklar. Geçen gün Mecidiyeköy'den geçerken o yapılara bakıp iç geçirmiştim. Ali Sami Yen varken de sevmiyordum, şimdi de sevmiyorum burayı dedim. Koskoca bir şehir parkı olmalıydı orada. Mecidiyeköy'ün ortalık yerinde bir park?! Düşünebiliyor musunuz. Sonra o viyadüğün altı, gökyüzüne boyanmalıydı. Viyadüğün altından geçerken de gökyüzü görmeliydik. Bu tip düşüncelere itilmişken, binaların kenarından sarkan "Önce iş güvenliği" pankartını gördüm. İş güvenliği için bir şirketle anlaşılmış ve adamlar da reklamlarını pankartla asmışlardı. O an "yeni bir iş imkanı, düşünsene her yapılan yapıya iş güvenliği satıyorsun. Korkuluklar, halatlar ve diğerleri" dedim o an. Hatta ciddi ciddi öyle bir atılım yapmayı düşündüm ki, dün öyle bir olay yaşandı. Sanırım oturduğumuz yerden bu olayları çözemeyeceğiz. Sistemin ciddi çöküşleri var, ve biz bir yerlerinden tutup kaldırma ile yükümlüyüz. Müslümansak böyle.

Gün geçmiyor ki bir evliliğe ilginç bir şekilde davet edilmeyelim. Whatsapp'tan davet edildikten sonra, Instagram'da bir fotoğrafa etiketlendik. Davetiye fotoğrafında her şey açıktı ve bekleniyorduk. Davetliyim anlayacağınız, tabi yerseniz.

İnsanları algılamakta çoğunlukla sorun yaşıyorum. Yaşadıkları şeyleri göze sokmaya inanılmaz meraklılar. Geçen gün bir arkadaşımı etkiletlemiş arkadaşı. Şok oldum. Bir odanın içinde bir sürü beyaz çarşafa sarılmış paket vardı. Üzerleri kırmızı kurdele ile bağlıydı. Kızcağız ortalık yerinde durmuş, ellerini kavuşturmuş, aptal bir gülümseme edinmiş, açıklama olarak "Sonunda bohçalar da gidiyor" demiş, tüm arkadaş,sülale, tanıdık kim varsa etiketlemiş. Orada yazar ne anlatmak istemiş, anlamadım. Bohçaların gitmesine olan sevincini mi paylaşmak istemiş? Hadi ordan. İyi de bize ne?

Yatak odalarını paylaşanlardan tutun da, evlilik sabahı kahvaltı sofrasını paylaşana kadar. Paylaşım meraklılığı yüzünden şehir şehir, ülke ülke gezenlere ne demeli? Sanırsın ki tv programı yapıyor da , her gittiği yerde para kazanıyor. Yok öyle bir şey.  Çılgınlar gibi para harcayan asalak gençler, birbirini dürtme, içki masalarını paylaşma,  gece hayatlarını insanların gözüne sokma peşindeyken; biz daha çok işçi katillerine göz yumarız. Çünkü okuyan gençlerimiz bilinçsiz ve aptal. Asalak yetişen, yeni medyanın elinde olduğunu sanarak her geçen gün kölesi olan gençlerimiz ile biz daha çok halatlar koparırız. Herkes için para önemli. Herkes için birilerine gösteriş yapmak önemli. Birileriyle bir şeyler paylaşmak, hava atmak önemli. Peki ya insanlık? Yardımseverlik? Dostluk? Mağrurluk? Yüz kızarması? Nerede bu duygular? Hepsi geçmişimizde mi kaldı azizim. Müslümansak eğer, bu böyle olmamalı.!

Yorumlar

  1. BU tasarım çok kötü menü nerde, eski yazılar felan. olmadı. güldürmedi.

    YanıtlaSil
  2. Bismihi...
    ''Sistemin ciddi çöküşleri var...'' demişsiniz. Çöken sistem mi kişilikler mi? Yoksa ''kişiliksizlik obezitesi'' mi yaşıyor ''Mü'min'' taklidi yapan yığınlar. Namazın kıyamında hangi 1+1'i alsam diye tefekkür edip ''kade-i ahire''de karar verenler mi olduk yoksa?
    Soru 1: İman bizim neremizde?
    Soru 2: Biz imanın neresindeyiz?
    Maesselam, maeddua.. Fiemanillah..

    YanıtlaSil
  3. @adsız, seni yerim ben. (kim olduğunu bildiğimden :))

    @oxvamu, yorum için teşekkür ederim. Sorulara yanıt verebilecek kadar iyi bir insan olduğumu düşünmüyorum ama iman bizim kalbimizde. Biz nerdeyizz, Allah bilir.

    YanıtlaSil
  4. Pembe iyiymiş bee şimdi karsilaştırınca ;))

    YanıtlaSil
  5. İman kalbimizde cümlesi çok ama çok iddialı bir cümle. İman kalbimizde ise neden imanı dilinde olanlar gibi modeller istila etti ortalığı? Okuduklarıyla, dinledikleriyle,izledikleriyle, sohbetleriyle farklı gözüken aynı yaşayan hayatlardan ibaret hale geldik galiba. Bir aralar ''Ben namaz kılmıyorum ama bak benim kalbim temiz'' diyenlerin konumuna mı gelindi? Neyse susmalıyım. Uzamasın inşallah :)
    Not: Sanmayın ki soruları buraya soruyorum. Bunlar kendime sorduğum soruların post nedeniyle zahire çıkmış halinden ibaret.

    YanıtlaSil
  6. Doğru ve yerinde sorular olmuş. Ben imanın kalpte başladığını kast etmiştim. Yani "benim kalbim temiz" den bahsetmedim. Kur'an da da geçen, şu ruhların birleşip Allah'a "Sensin bizim yaradanımız" deyip sözlerimizi verdiğimiz kalbi durumları söylüyorum.

    YanıtlaSil
  7. gerçekten denenmedik şey kalmadı bu ortamlarda..
    hepsi sırf dikkat çekmek için.

    YanıtlaSil
  8. Bence de geçmişte kaldı sanki o duygular...
    Üzücü bir durum gerçekten. :(

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..