Aldattın ama?

Aldatma: 
Beklenmedik bir davranışla yanıltmak,
Karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak,
Yalan söylemek,
Karı ve kocadan biri eşine sadakatsizlik etmek, ihanet etmek
Oyalamak, avutmak

Tdk'nın kelimeleri açıklaması kadar kolay değildir bu mevzu. Oturup anlatacak kadar bilgili olmadığım bir mevzu aynı zamanda. Sonuçta aldatma eylemini bilinçli ve normal insanlar gerçekleştirmez. Peki kimler aldatır? Buraya çeşitli sıfatlarla cevap verebilirim fakat kısaca özetlemek gerekirse, insanlığını kaybetmiş varlıklar aldatır.

Aldatmanın çizgileri mi vardır, yoksa belirtileri mi bilmem ama; aldatmanın eylemi yoktur. Adı vardır. Aldatan insan, yalan söyleyen insandır. Sizinleyken başkasını düşünen insandır. Başka zaman, başkasıyla olan insandır. Sizi oyalayan, hayatınızdan günlerinizi, dakikalarınızı çalan insandır. Ve Allah o kadar adaletlidir ki, sizin canınızı yakan o insanın canını çıkarır.

Üniversite ikinci sınıftaydık. Üniversite arkadaşlıkları başka oluyor. Lisedeyken sınıfındaki tüm insanları tanımaktan bile çekinir, ufak gruplarla takılırsınız fakat üniversitede işler değişir. Kendi bölümünüzü bırakın, başka bölümlerden de insanlar tanırsınız. Hatta bazen öyle şeyler yaşarsınız ki, başka bir bölümdeki insan, en yakın arkadaşınız oluverir. Benim de başka bir bölümden, çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. Kızın 1,5 yıllık bir ilişkisi mevcuttu. Hayatındaki adamı o kadar çok seviyordu ki, kızın ona bakışını görünce bizim de ağzımız açık kalıyor, onlar adına garip bir mutlu oluyorduk.

Genellikle birlikte yer, içerlerdi. Çocukta aynı okulda olduğundan hepimiz aynı ortamdaydık. Kız, adam yokken bile adamı anlatır, her anını onunla yaşardı. Onları tanıyanlar sanki yıllardır birlikteymişler de, evlenip torun torbaya karışmışlar sanırdı. 

Bir Pazartesi kız ağlayarak yanımıza geldi.  Fakat ağlamanın çeşitlerini görmüştükte, bu denli can acıtanını görmemiştik. Arada çığlık atıyor, boğazlarını parçalamak istercesine bağırıyordu. Bana sımsıkı sarıldı. Üniversite hayatımda hatırladığım nadir şeylerdendi o. İçini, içimde hissettim. Sanki öyle bir an yaşadım ki, neye üzüldüğünü bilmeden , o üzüntü her ne ise benim içime işledi. Hani dostu ağlarken ağlayandı ya gerçek dost. İşte onu da taddım o an. Nedenini bilmeden ağladım kızla. Mal gibi ağladıktan sonra, kızı konuşturtmayı başardım.

Ağlarken aklımda, bir ölüm acısı vardı. Bir ölüme ağlamalıydık bu kadar. Bir şerefsizin yaptığı adiliğe ağladığımızı öğrenince, içimde inanılmaz bir nefret oluştu. Yanı sıra asilikte. İnanılmaz bir duyguydu. O çocuk, o an yanımızda olsaydı, cinnet geçirmenin ve 3. sayfa haberlerinde yer almanın nasıl bir duygu olduğunu tadacaktım. Fakat neyse ki oralarda değildi. Kız, erkeği başka bir kızla mesajlaşırken yakalamıştı. Mesajları anlatırken yer yer hıçkırıyor, yer yer ağlıyordu. Kızın ağlaması o kadar can yakıcıydı ki, sarılmanın da verdiği etkiyle olacak biz de ağlıyorduk..

Biz cenaze olmadan cenaze namazını kıldık o an. Ölmüş bir aşkın, fırtınayla yerle bir olmuş köyün, gelecek hayallerinin, geçmişte yaşanan güzel günlerin hepsini örttük. Sanki kızın renkli hayatı tüm renklerini kaybetti. Yüzü sapsarı kesildi. "Ölseydim keşke" dedi. "Ölseydim de yaşamasaydım şunu". Sanki kendisi bir şey yapmış da, ondan pişman olmuş gibiydi. Aldatılmayı kendi suçuymuş gibi büyük bir ağırlığın altında anlatıyordu. Sırtına piramitlerin taşlarından en büyüğünü yüklemişler gibi, kaldıramayacak şekilde eziliyordu.

O gün ağladık, geçti. Bizim için geçti en azından. O kızı sonraları pek görmedik. Okula uğramaz oldu. Telefonları açmaz oldu. Kilo verdi. Fit olan kız, zapzayıf kesildi. "Değmez o şerefsize" dedik, fakat kime dedik? Hepimiz biliyorduk değmeyeceğini, fakat sadece biliyorduk. Yaşayan O'ydu. Aniden elini pazar yerinde bırakmış annesine olan öfke vardı gözlerinde, fakat gördüğü an boynuna sarılacak kadar da çok seviyordu.

Aradan zaman geçti. Erkek tarafıyla konuştuk sonra sonra. Pişmanlığından bahsetti hep. O kızın yeri ayrıydı çünkü. Birbirlerinin gözlerine bakınca güler, telefondaki seslerinden hallerini anlar, zaman geçirdikçe geçiresileri gelirdi. O günden sonra diğer kızla da görüşmüş, fakat kız ona 1 aydan fazla dayanamamıştı. Sanırım o zaman anlamıştı bizim arkadaşın değerini. Arkadaşımız asla onu affetmedi. Affedemezdi de. 

Aradan bunca zaman geçti. Kızın o hali hiç aklımdan çıkmadı. Geçenlerde o kız , bir adamla nişanlandı. Adamla kızı fotoğraflardan gördük. Kızın eski sevgilisine baktığı gibi bakıyordu gözlerinin içine. Fakat kız da ona öyle. Mutluydular. Gülümsemeleri içtendi. Bunu bir fotoğrafçı söylüyor dikkat. Mutluluklarını tebrik ederken, ben de çok mutluydum. O kız, bunu hak ediyordu çünkü. O kızın hak ettiğine hüküm veren yüce Allah'ım erkeğe de hak ettiğini vermişti. Erkek 1 hafta kadar önce yine kendini yollara vurmuş, sağda solda derbeder halde yaşıyordu. Es kaza selam verdi, Allah'ın selamıdır aldık geri. "Ben hala inanılmaz pişmanım. İnsan ömründe bir kez hata yapabiliyormuş, ben de yaptım." dedi. Pişmanlığı tüm cümlelerinden okunurken, kendini vurduğu yollar asla ilacı olmadı. Yurt dışına gitti, yurt içi gitmediği yer, tanışmadığı insan kalmadı. En son nişan haberiyle inanılmaz sarsıldı. İçkiye, sigaraya verdi kendini. Yalnızlıkla haşrolduğu şu günlerde 3 günlük ilişkileriyle hayatını sürdürüp gidiyor. Yalancı, dakikalık mutlulukları paylaşıp duruyor. Fakat hepimiz biliyoruz ki bir insanın hakkı ile asla mutlu olamayacak.

En başta ne demiştik? Allah herkese mutlu , birbirinin değerini bilen, gözüyle seven, içini döken, içini içine bağlamış, ruhunu ruhuyla birleştirmiş eşler nasip etsin. Allah'ın adaleti asla sorgulanmaz. Ben bu olaydan sonra, şükrettim Allah'ıma. Bizi o acıya sürükleyen , o kızın hayatını mahveden insana verdiği ceza ile şükrettim. O kıza verdiği hediye ile de şükrettim aynı zamanda. Allah yar ve yardımcıları olsun. Ve unutmayın; insan bu hayata bir kez gönderilmiştir. Yalnızca bir kez ölür. Güven duygusu da insan ömrü gibidir. Bir kez kaybettiğinizde, bir daha asla geri gelmez.

Yorumlar

  1. İçim öylesine kıyıldı ki...Gözlerimden akan damlalar klavyeyi sırılsıklam yapmış.Hiç aldatılmadıysan hhhiç aldatılmayan kal Büşra'm.bir yaram geldi aklıma.Sanırım artık bunu bende birilerine anlatabilirim...bloga yazcam tabi yorum bölümünü kirletmeyeceğim.
    Yaramı çıkardığın içinse sana teşekkür etmeyeceğim.


    Üzgünüm!

    YanıtlaSil
  2. Üzüldüm yaa :( hemen gelip okuyum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..