Evet! Macera.. Bizim için macera tadında geçti çünkü. Aniden çıkan, oluşan bir planın içinde bulduk kendimizi. Demiş miydim ? "Nasip" demeye başladığımdan beri hayatım çok daha farklı bir yönde seyredip gidiyor. Her şey çok daha başka. Çok daha güzel.
Size Ankara'yı kendi gözümden anlatayım şimdi. Hayır! Ankara değildi orası. Başka bir yerdi. Ya da evet! Ankara'ydı orası. Bizimdi. Mükemmeldi..
Ankara'ya 3. gidişim bu. Daha önceki 2 gidişimde edindiğim izlenimler çok kötüydü. Fakat bu gidişimde çok farklı gözüktü bana Ankara. Neden gittik? Gençlerin buluşma günü olan 19 Mayıs'ta yapılan ve 3. düzenlenen Gençlik Şurası'na katılmak için. Hemen Şura'dan bahsedeceğim o halde. Yapılan spor salonu mükemmel ötesiydi. Spor Bakanlığı'na ise teşekkürlerimizi sunmaktan onur duyarız.
Fotoğrafçı olarak bahsetmem gerekirse; Kalenin bulunduğu yerdeki eski evler mükemmeldi. Bir sürü antika eşyanın satıldığı o evlerden bahsediyorum, evet. Ve elbette paylaşmadan edemeyeceğim o Gramofon Cafe. Mükemmel bir ambiansı vardı. Kendimizi 80'lerde bulduk bir an.
Ankara'lı arkadaşlardan çok özür dileyerek bi Büşra Klasiğini yapmadan gidemem dediğim şeyi yaptım. Ankara Ayaklarımın Altında. ... Ayaklarımın Altında klasiğim benim için vazgeçilmezdir. Böyle mükemmel yerler görünce kıskançlığımdan yapıyorum muhtemelen, özür dilerim :( Ve tabi giydiğim Converse hiç değişmiyor. Bu da konsept gereği. Kırmızı Converse. Yoksa başka ayakkabılarım da var tabi :p
Burası da kalenin aralığından görülen manzara yine. Ah ne manzara idi o öyle.. Aralıklardan sızan bu tip yerler her zaman ilgimi çekmiştir. Fotoğraflamadan duramadım ama fotoğraflarken ne badireler atlattım, gelin bir de bana sorun.
Eskileri görünce duramamazlık yaptım yine. Yapıştım telefona. Sonra durdum, düşündüm.. Ben hiç bi'şeyin ikinci elini sevmem ki. Her şey 0 olmalı. Ellenmiş, eskimiş, dokunulmuş, yıpratılmış hatta ve hatta artık hakkında amortisman ayrılmayan hiç bir varlığı umursamam ki ben. O yüzdendir ki yalnızca fotoğrafladım. Fotoğraflara gömdüm. O kadar.
Ankara'da yaptığımız o mükemmel köy kahvaltısı için tekrar gidebilirim oraya. Bana "Başkanım" dediklerinden olacak ki, bizi olabildiğince mühim insanlar sandılar sanırım. Aşçı abimizden özel tabaklar geldi masamıza. Gruptan ayrı olarak 8 kişi takıldığımız o kahvaltı da müthişti. Ankara'nın esnafı, mekanlarının tertibi, sokakları ve daha bir sürü şeyi gözüme öyle bir girdi ki; eve geldiğimde babamlara "Ankara süpermiş!" dedim. Onlar da bana "Ankara'nın en güzel yeri İstanbul'a dönüş yolu" sözünü anımsattılar.. :/
Ve son olarakta ekibimizin fotoğrafını paylaşıyorum sayın izleyicilerim. Çok mükemmel bir ekibiz biz. Herkes birbiri ile mükemmel geçiniyor ve çok da eğlendik. Özellikle yolculuk boyunca hiç sıkılmadık. Değişik bir "kabak oyunu" diye adlandırdıkları oyun belli bir noktadan sonra kabak tadı vermiş olsa da çok güldük. Otobüs şoförlerimiz olan abiler daha önce bir sürü yolculuk yaptıklarını fakat hiç bizim kadar efendi bir grupla karşılaşmadıklarını söylediler. Bu da bize yetti.
Size Ankara'yı kendi gözümden anlatayım şimdi. Hayır! Ankara değildi orası. Başka bir yerdi. Ya da evet! Ankara'ydı orası. Bizimdi. Mükemmeldi..
Ankara'ya 3. gidişim bu. Daha önceki 2 gidişimde edindiğim izlenimler çok kötüydü. Fakat bu gidişimde çok farklı gözüktü bana Ankara. Neden gittik? Gençlerin buluşma günü olan 19 Mayıs'ta yapılan ve 3. düzenlenen Gençlik Şurası'na katılmak için. Hemen Şura'dan bahsedeceğim o halde. Yapılan spor salonu mükemmel ötesiydi. Spor Bakanlığı'na ise teşekkürlerimizi sunmaktan onur duyarız.
Fotoğrafçı olarak bahsetmem gerekirse; Kalenin bulunduğu yerdeki eski evler mükemmeldi. Bir sürü antika eşyanın satıldığı o evlerden bahsediyorum, evet. Ve elbette paylaşmadan edemeyeceğim o Gramofon Cafe. Mükemmel bir ambiansı vardı. Kendimizi 80'lerde bulduk bir an.
Ankara'lı arkadaşlardan çok özür dileyerek bi Büşra Klasiğini yapmadan gidemem dediğim şeyi yaptım. Ankara Ayaklarımın Altında. ... Ayaklarımın Altında klasiğim benim için vazgeçilmezdir. Böyle mükemmel yerler görünce kıskançlığımdan yapıyorum muhtemelen, özür dilerim :( Ve tabi giydiğim Converse hiç değişmiyor. Bu da konsept gereği. Kırmızı Converse. Yoksa başka ayakkabılarım da var tabi :p
Burası da kalenin aralığından görülen manzara yine. Ah ne manzara idi o öyle.. Aralıklardan sızan bu tip yerler her zaman ilgimi çekmiştir. Fotoğraflamadan duramadım ama fotoğraflarken ne badireler atlattım, gelin bir de bana sorun.
Eskileri görünce duramamazlık yaptım yine. Yapıştım telefona. Sonra durdum, düşündüm.. Ben hiç bi'şeyin ikinci elini sevmem ki. Her şey 0 olmalı. Ellenmiş, eskimiş, dokunulmuş, yıpratılmış hatta ve hatta artık hakkında amortisman ayrılmayan hiç bir varlığı umursamam ki ben. O yüzdendir ki yalnızca fotoğrafladım. Fotoğraflara gömdüm. O kadar.
Ankara'da yaptığımız o mükemmel köy kahvaltısı için tekrar gidebilirim oraya. Bana "Başkanım" dediklerinden olacak ki, bizi olabildiğince mühim insanlar sandılar sanırım. Aşçı abimizden özel tabaklar geldi masamıza. Gruptan ayrı olarak 8 kişi takıldığımız o kahvaltı da müthişti. Ankara'nın esnafı, mekanlarının tertibi, sokakları ve daha bir sürü şeyi gözüme öyle bir girdi ki; eve geldiğimde babamlara "Ankara süpermiş!" dedim. Onlar da bana "Ankara'nın en güzel yeri İstanbul'a dönüş yolu" sözünü anımsattılar.. :/
Ve son olarakta ekibimizin fotoğrafını paylaşıyorum sayın izleyicilerim. Çok mükemmel bir ekibiz biz. Herkes birbiri ile mükemmel geçiniyor ve çok da eğlendik. Özellikle yolculuk boyunca hiç sıkılmadık. Değişik bir "kabak oyunu" diye adlandırdıkları oyun belli bir noktadan sonra kabak tadı vermiş olsa da çok güldük. Otobüs şoförlerimiz olan abiler daha önce bir sürü yolculuk yaptıklarını fakat hiç bizim kadar efendi bir grupla karşılaşmadıklarını söylediler. Bu da bize yetti.
Her şey iyi güzel hoş da, fotoğraf çekilirken de mi haremlik selamlık? :D
YanıtlaSilhahahaha :D Bir tek bu fotoğraf böyleydi. Diğerlerini de paylaşmak benim işime gelmedi açıkçası :))
YanıtlaSilErkeklerin sayısı da fazla. Siz arada kaynamışsınız. :) Başka da koy bence.
YanıtlaSil8 kız 20 erkek gittik zaten :) Şehir dışı söz konusu olunca katılım beklediğimiz gibi olmuyo. :))
YanıtlaSil8'e 20 biraz adaletsiz olmuş. O zaman "Haydi kızlar geziye!" diyelim. :))
YanıtlaSilNormalde aslında yarı yarıya bizim meclis. Meclisi kurarken öyle bi muhabbet söz konusu oldu, oradan biliyorum. Özellikle yüksek konumlarda eşitlik esas alındı. Katılım yapmadılar ama :/ İstersen bi daha ki geziye seni de davet edelim :))
YanıtlaSilKatılım yapsınlar siz baskı yapın. :)
YanıtlaSilTeşekkürler davet için yalnız ben pek sıcak bakmıyorum sizin partiye.
partiyle alakası yok meclisin, belediyeye bağlı bir birim. Sıcak bakmana gerek yok yani, eleştirirsin hem :) Bizim meclisi tanırsın, beğenmediğin yerlerimizi söylersin, biz de düzeltiriz ^^ Ben çok severim farklı düşünceleri. Düşüncen olsun yeter,boş olma aman :)
YanıtlaSilBelediye Akp değil mi sonuçta? :) Kağıthane Belediyesi sanırım. Bizim Hürriyet Mah.'nde evimiz var. Uzun yıllar orada yaşadık. Başkana söyleyin de biraz yatırım yapsın o tarafa. :D
YanıtlaSilDışarıdan birinin bakış açısı bana göre de her zaman daha iyidir. Çünkü içerdekiler farkına varmaz eksiklerin. Belki bir gün uğrarım diyelim. ;) :)
Pek'ala bakalım. Ben İBB'de görev almıştım bir zamanlar ve Hürriyet Mah başta olmak üzere bi kaç şikayet almıştık. Bu yüzdendir ki Meclis'te iyi bi'şeyler yapmayı hedefliyoruz. Fakat belediyeler üzerine tez yazan bir insan olarak söylemeliyim ki her şeyi düzeltebilmek; özellikle de insanlara bi'şeyleri beğendirmek o kadar da kolay değil. Hele de İstanbul'da isen.
YanıtlaSilHep bu örneği veririm, tekrar vericem; İbb'de iken bir kaldırımı 3 kez değiştirttim. Değiştirdiğimi bir vatandaş beğendi, diğeri beğenmedi. Şikayet etti düzelttik. Sonra diğeri düzelttirdi. En son yol bakım uzmanları gönderdik ve son halini aldı.Yine memnuniyetsizler oldu fakat artık düzeltmicez dedik.
Halkla ilişkiler de bitrdiğime göre şu konuda anlaşalım, insanla uğraşmak hayvan ve bitki ile uğraşmaktan çok ama çok daha zor. 2 insanla uğraşmak bunun 2 katı iken; milyonlarla uğraşmayı siz hesaplayın lütfen :/
Çok haklısınız her insan aynı değil sonuçta. Herkesi memnun edebilmenin de imkanı yok.
YanıtlaSilMaksimum düzeyde memnuniyeti hedeflemek en doğrusu. Sizin meclisten güzel projeler ve verimli işler çıkması dileğiyle.. ;)
Bizim dileğimiz de o yönde fakat bende de herkesi memnun etme hastalığı var. Mesela şimdi sana taktım. :)) Teşekkür ederim okuduğun, yorumladığın için :)
YanıtlaSilSiz beni boşverin. Ben zor beğenirim.
YanıtlaSilBir şey değil. ;)
Çok güzeller. süperrrrr...
YanıtlaSilAnkara'ya bir kere gitcektim o da iptal olduktan sonra hep Ankara'ya karşı bir merak oluştu bende bu meraklarımdan bazılarını giderdim yazın sayende :D Iııı.. Gramafon kafeyi ve Ankara Ayaklarımın Altında resimleri çok tatlıydı hepsi tatlıydı ama onlar daha bi ilgi çekici ve hoş.:D
YanıtlaSilAnkara'ya bir kere gitcektim o da iptal olduktan sonra hep Ankara'ya karşı bir merak oluştu bende bu meraklarımdan bazılarını giderdim yazın sayende :D Iııı.. Gramafon kafeyi ve Ankara Ayaklarımın Altında resimleri çok tatlıydı hepsi tatlıydı ama onlar daha bi ilgi çekici ve hoş.:D
YanıtlaSilAnkara´yı beğenmiş! aman Allahım :D
YanıtlaSilSarı vosvos çok teşekkür ederim :)
YanıtlaSilZihni, çoook beğendim hem de :)
Prof, teşekkürler :)
Ankara tutkunuyumdur ve buradan başka yerde yaşayamam sanırım. Vee Ankara Kalesinin çevresindeki yerler nasıl da güzeldir. Bir de oradaki çocuklar.
YanıtlaSil