"Son" ben sundum.

Er'ler filmin sunduğu son'dan bahsediyorum. Türk filmi gibi bir hayatım olsun istedim hep. Ne bileyim. Böyle aniden olsun herşey. Oldu-bitti'ye gelsin. Sonra gözümü bir yatakta ölümü beklerken açayım. Sanki o sona yaklaşıyor gibi hissediyor olsam da, hala izlediğim filmden istediğim etkiyi alamadım.


Son'lar normalde hep üzücüdür. Fakat sonunu bilmediğiniz yollar öyle değil. Karanlık bir tünel düşünün. Önünüzü görmeden ilerliyorsunuz. Sağa-sola çarpıp duruyosunuz bu sırada. Bu şekilde ne kadar devam edebilirsiniz? Arkanıza baktığınızda ışık var. Fakat yolun sonunda ufak bi aydınlanma bile yok. Karanlığa doğru yürümeye devam mı edersiniz, yoksa arkanızı dönüp, ışığınızı mı seçersiniz?


İkilemdeyim sayın izleyici. Siyah ve beyaz kadar büyük bir ikilem. Ciddi mana da sıkıntılı bir dönem. Hani gitmek isteyipte gidemezsin, kalsan dert olur, dönsen dert olur, gitsen daha bi fena olur. İşte öyle bir'şey.


Yarına o kadar çok insanı sıkıştırdım ki, merak ediyorum nerde olcam, nası olcam.. Ama özlicek miyim? Elbet.

Yorumlar

  1. Selam...:)

    Nereye gideceksin, Amerika Kıtası'na mı gideceksin Hoca'M..?

    YanıtlaSil
  2. Yazına baktığımda "sanki uzun bir seyahate çıkıyormuşsun" intibaına kapıldımda, hezeyanlarım işte, kusuruma bakın lütfen...:D

    YanıtlaSil
  3. yok çıkmıyorum. belki ulvi bişi olabilir ama bilmiyorum tabi o da takdir-i ilahi

    YanıtlaSil
  4. Ama bu yazın Amerika'ya gidecek olsaydın ve o seyahat öncesi yazılmış bir yazı olsaydı yine bu kadar isabetli olurdu gibime geliyor...Tabii bu benim düşüncem ve konuyu fena dağıttım sanırım ama ne bileyim işte, kişi anladığı kadardır ya, işte öyle...:)

    Sonuç olarak burdasın yani, pekii Hoca'M...:p

    YanıtlaSil
  5. burada bahsedilen aslında maddi bi gitme-kalma durumu değil sn öğrenci'm. manevi bir olay. Bakalm. :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..