Erkeğin aşkı zordur. (%100 Gerçek)

Aşağıda okuyacağınız hikaye gerçek bir aşk hikayesinden alıntılanmıştır. Yazar anlatanın ağzından kurgulamaktadır.. Fakat bu kez anlatıcımız bir erkekti ve duygularını dile getirmek her zamankinden daha zordu. Erkek gibi düşünmek zor gerçekten..

Henüz 23 yaşındaydım. Üniversite son sınıf öğrencisiydim. Okulumda oldukça başarılı da sayılırdım. Dersten başka bir şeyi görmeyen gözlerim tabi ki bazen başka şeylere de kayardı. Ama asla aşık olmazdım. Kızlar yanıma gelir, beni beğendiğini söyler, bir-iki gün takılırdık. Kusura bakma takılma kelimesi aslında şu an benden olabildiğince uzak ama işte o zamanlar öyleymiş sanırım.. Bir iki günün sonunda mutlaka o kızdan soğurdum. Aslında asla ısınmazdım da.. Hani olur ya, erkek adamın yanında şöyle güzel bi kız olmalı muhabbeti..

Bir gün kuzenime kalmaya gitmiştim. O gece bir doğum günü partisi varmış. Zar-zor beni oraya getirdi. Aslında hiç sevmezdim kalabalık mekanları. Kızın evine gittiğimizde gitmeme isteğimi daha bir iyi anladım. Ev bodrum katındaydı. Her odada ayrı tipler oturmuş, saçma muhabbetler, yiyenler, içenler.. Çok sıkıldım. Kuzenimi kaybettim. Sağa sola bakınırken içime giren fenalığı durdurma adına kendimi balkona attım. Korkuluklara yaslanarak bir ohh çektim. Birden oksijene ne kadar hasret kaldığımı hissettim. İçerde ağır bir koku vardı. Duman altı olmanın verdiği etkiyle sanırım..

"Çok sıkıldın galiba sen de" dedi ince ve çekingen bi ses. Birden inanılmaz irkildim. Yan tarafta bir kız çocuğu vardı. Evet çocuk. Çocuk gibi çekingen ve utangaç. Neden bilmiyorum ama yanaklarını sıkasım falan geldi. "He, evet" dedim umarsız bir biçimde. "Çok saçma insanlar bunlar ya, mecbur kalmasam hayatta gelmezdim, saat 12'yi vurana kadar da içeri girmicem" dedi. Güldüm. "12?" dedim. "Külkedisiyim ben" dedi gülerek. Sonra tekrar baktım ona. Aslında o kadar da küçük değildi. Ama gözleri o çok masumdu. Aslında suratında da bilmediğim bir masumluk vardı sanki. Gayri ihtiyari "Kaç yaşındasın sen bakim? Yaşın tutuyo mu burda olmaya?" dedim. Gayet hanımefendi bir biçimde "Teşekkür ederim,20 yaşındayım" dedi. Teşekkür mü etti? Bir an kaldım. Sonra 2 saat boyunca kesintisiz konuştuk.. Konuştuk.. Konuştuk..

Eve giderken kuzenim neden salak salak güldüğümü sordu. Güldüğümün farkında bile değildim oysa ki. Gülüyor muydum? Ne alaka? Kız kuzenimin en iyi arkadaşıydı. En iyi arkadaş? Görüşmemiz muhtemeldi. Artık bekar evimde kalmak yerine dayımlara taşınmıştım diyebilirim sanırım. Her seferinde kuzenimle gidip, onu da görüyordum. Çünkü O başkaydı..

Bizim arkadaşlığımız her geçen gün ilerledi. 1 yıl kadar arkadaş kaldık. Artık ona açılma vaktimin geldiğini düşündüm. Zira okulum bitmişti. Çok yakında askere gidecektim. Arkamda bırakacağım birinin varlığından emin olmak istiyordum. Görüşmek istediğimi söylediğimde o da benimle konuşacağı bir şey olduğunu söyledi. İşte o an sevinçten uçtum sanki. Eşofmanlarımla sokağa çıktım hemen. Yanına gittim..

Hep ne selam verirdi, ne de nasılsın diye sorardı. İçi içine sığmaz bir biçimde girerdi konuya. Direkt girdi yine ben heyecanla beklerken. "Sanırım benim bir sevgilim var" dedi. O an ölücem sandım. O an ölmediysem asla başka zaman ölmezdim. Fotoğraflarını gösterdi.. Elim ayağım titredi, boğazıma bir yumruk tıkandı. Nasıl olurdu? O nasıl başkasıyla birlikte olurdu? Tansiyonumun düştüğünü hissetmeyecek kadar gözü kördü. Bir yere oturalım dedim titrek bir sesle. Biz çok şey yaşamıştık. Sınavı kötü geçtiğinde gelir bana anlatırdı, birine sinirlendiğinde gelir bana kızardı, bir yere gitmeye korktuğunda bir tek bana güvenirdi.. Ben başka olmalıydım.. Sadece arkadaş mıydım yani?

Bıraktım her şeyi.. Eve girince holde ağlamaya başladım. Ev halkı başıma üşüştü. Sinir krizi gibi bişey geçirdim. Kuzenim anırarak ağladın be! diye dalga geçer hala. Hiç öyle ağladığımı bilmiyorum. Sonra kapıyı çarpıp çıktım. Arabama bindim. Nereye gittiğimi bilmiyorum. Kaybetmenin verdiği acı çok başkaymış. 

O diğer kızlar gibi peşime düşmedi, manken güzelliği de yoktu zaten. Ama başkaydı. Doğaldı, hanımefendiydi, sabahlara kadar konuşabilirdim, eğlenirdik, mutlu olurdum. En önemlisi huzur bulurdum yanında. O sevmiyo diye bıraktığım sigarayı elime aldım. İçmeye çalıştım ama yapamadım. Öyle bir yer edinmişti ki içimde.. 

Askere gittim hemen sonra. Elveda bile demeden gitmem canını çok acıtmış. Hiç izin kullanmadım. Sadece askerdim. Askerdeyken sevgililerini arayan arkadaşlarım olurdu. O aklıma gelirdi hep. Beni komando da yapmadılar ki unutayım. Unutamadım. Aksine, her şey onu hatırlatır oldu. Askerden döndüğümde babamın şirketinde çalışmaya başladım. 

İş hayatında unuturum sandım. Ama hep onu hatırladım. Doğum gününde bile aramadım onu. Halbuki doğum gününde ona istediği iki katlı evin maketini almıştım. Eline aldığında ağlamaklı olmuştu. O'ysa bana öyle bir sürpriz yapmıştı ki, ağlamaktan gözlerim şişmişti. Ben onu tanımadan önce hiç ağlamamıştım. Kızlar gözümde çok farklı yerdeydi, annem hariç. O benim annem gibiydi. "Eve gittiğinde çağrı at yoksa uyuyamam" derdi. Evime gittiğimde aygazı kapatmam, ütünün fişini çekmem ve daha bir sürü şey için tembih sözlerini dinlerdim..

Şirkette çalışırken, aynı zamanda da yükseklisansa başladım. Unutmak için bir çarem olmalıydı. Dayımlara da uzun süredir gitmiyordum. Kuzenimle ise hiç görüşmüyordum. Sanki her naber diye sorduğumda iyiyim deyip, O nun hakkında bir şey söyleyecekti. Ya evlendi deseydi. İşte o zaman yaşayan ölü bile olamazdım. Bir gün şeytanın bacağını kırıp dayımlara gittim. Oturduk, konuştuk.. Kuzenimle mutfakta kahve içerken O'ndan bahsetti. Al işte başladık. Kulaklarım uğuldamaya başladı.. "Kız sevgilisinden 1 hafta sonra ayrıldı. Aslında başkasını seviyormuşum" dedi. "Her fırsatta seni sordu, olum bu kız seni seviyo, demedi deme" dedi. Bi an durdum. Kaybedecek birşeyim yoktu.

Evinin önüne gittim. Arayıp hemen aşağı inmesini söyledim. Hemde şöyle "İn aşağı, kapının önündeyim!" Aşağıya indi. Görmeyeli daha bir güzelleşmişti. Öyle bir hal almıştı ki, ödüm koptu benim gibi gören var mıdır diye. Değişik parıltısının altında yine içim içime sığmaz oldu. "Ben sanırım sana deliler gibi aşık oldum" Sanırım? Deliler? Aman Allah'ım böyle saçmalama olamaz dedim içimden. Göz bebeklerinin büyüdüğünü o karanlıkta hissettim. Olan selamımızın da kesildiğini hissettim o an. Aramızda olan o ufak kırıntı da kaybolmuştu. 

Tekrar yıkılıp arkamı döndüm. Bir adımımı atmamla kolumu sertçe tutup beni kendine çevirdi. Sonra bana o kadar sıkı sarıldı ki, içini içimde hissettim. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki, O'nun içinden duyuyordum sesini. "Ben de zaten hep seni seviyordum" dedi. İlk kez seviyorum diyormuş gibi bir havası vardı. Ama bir şey söyleyim mi? Ciddi manada ben de ilk kez birine seviyorum dedim ve içim titredi. 

dedi anlatan.. Aslında bu aşkın sonunu yazmak isterdim fakat sanırım buraya kadar olan kısmı güzel olan tarafı. Belki sonu da güzeldir ha?

Yorumlar

  1. sonu nasıldı bilemiyorum ama "içini içimde hissettim" kısmına bayıldım en çok...
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. çok beğendim :( ama o arada boşuna geçen zamana acıdım doğrusu.. sonunu da çok merak ettim, bi ra yazarsan heyecanla okumaya devam ederim :)

    YanıtlaSil
  3. :) devamını öğrenicez hep beraber :))

    YanıtlaSil
  4. Bu çocuktan kopayalayıp kendimize de yapalım. Kaldı mı böyleleri ya :(

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir aşk hikayesi.

    Sende çok güzel anlatmışsın hikayeyi.

    sürüklendim gittim hiç bitmesin okumaya devam edeyim dedim.

    Benimde bildiğim bir aşk hikayesi var kendisi çok yakın arkadaşım ama her aşk hikayesinin sonu yazılmamalı böyle aşıklar hep sonunda yalnız ve kaybetmiş olarak kalıyorlar.

    Birleşince bitmeli hikaye.

    Ve alışkanlıklar bırakır böyle aşıklar.

    YanıtlaSil
  6. Selam

    "...Eve girince holde ağlamaya başladım..."

    Çocuk bana biraz nonoşumsu geldi sanırım, çok mu steril kalmış ne ?

    Bari ailenin gözlerinin önünde böylesi pink bir hikayeden dolayı ağlama bee kızlar gibi child yürekli Romeo, değil mi ama...O_o

    YanıtlaSil
  7. Missbone, aslında o kadar da duygusal değildir kendileri. Ya da göstermezler :))

    B-aşk-end, arkadaşının hikayesini anlatmak istersen maille ulaşabilirsin. Eğer aktarılmak isterse okuyup yorumlayıp onu da yazarım. :) Alışkanlıklar ise vazgeçilmesi en zor olan şey olsa gerek. Sıkılmadan okuduğun için teşekkür ederim

    disturbed, dalga geçmesene çocukla! Ağlamış işte, sanki sen hiç bi kız için ağlamadın?

    YanıtlaSil
  8. Çocukta angel girller gibi ağlamasın o zaman, ortalık yerlerde millete reklam olmaya gerenk var mı ayol, babişkosu geliyo, koskocaman oğluşuna soruyo misal ;

    - Oğluşcuuum, şu güzelim holümüzde ciyak ciyak neden ağlaşıyorsun...

    Tamam kestim Hoca'M, Allah akıl fikir versin bana ve ondan sonrada holde milletin içerisinde ağlayan steril erkekciklere...

    Hiçbir kıza ağlamadım çünkü ağlamak istemiyorum hiçbir kıza çünkü herkes kendine bu dünyada, elimi tutsa biri kendi eli için tutuyordur büyük olasılıkla, ah ah menfaat dünyası ne de olsa, etinden, sütünden, derisinden, yününden....O_o

    YanıtlaSil
  9. hahahha disturbed, ilahi çok güldürdün beni. Onu bırakta biri elini tutsa parmaklarını kontrol etmen de gerekmiyor mu? Belki parmaklarından birini götürmüştür he?

    YanıtlaSil
  10. Oruç etkisi mi...:D

    Bende deprem etkisi yaptıda bu son yazdıkların Hoca'M, parmak götürmek mi, daha neler ama götürdüğünü varsaysak sanırım yüzük parmağımı götürürdü elimi tutan kişi başkası yüzünden o parmağa yüzük takılmasın diye diye... : O_o :

    YanıtlaSil
  11. Bizim arkadaşın hikayesinin mutlu bölümüne kadar yazmak istersen okey

    ama sonu mutsuz bitti

    duygusal biriysen şiddetle yazmamnı tavsiye ederim.

    Ayrıca okuyucun olan bir arkadaşım kendi hikayesini senin sayfanda okursa mecruh kalbi yeniden kanar.

    YanıtlaSil
  12. disturbed, konuya açıklı getirmelisin :)

    başkend, okumayı çok isterdim ama haklısın paylaşmazdım :) anlatmak istersen mail atabilirsin :) ya da paylaşmak istersen

    YanıtlaSil
  13. Hangi konuya, hiçbir kıza ağlamadım dedim yaa...:D

    YanıtlaSil
  14. Kullanıcı adımı biliyor.

    kendisi bu yazıyı okuyup yorumda kendisinden bahsettiğimi anlamıştır :)))

    izin veriyormusun :))

    yorum yazsın bende anlatayım. sende benden dinlediğinle yazmak istersen kendisinden izin isteyerek isimsiz yazarsın :))

    YanıtlaSil
  15. Bazen susmak ve ağzını kapatıp, dudağının sol tarafını şöyle yanağına doğru çekmek istersin ve yaparkende ufaktan rahatlarsın yaa değerli bulduğun birisinin ünlem işaretli ifadesi karşısında, şuan öylece yamuldum.
    Ama ağlamayacaam işte laz inadı da laz inadı, hıh...

    ...O_o

    YanıtlaSil
  16. B-aşk-end :) bakalım izin verir mi?

    disturbed, alınma ama yaa :( şaka yaptm

    YanıtlaSil
  17. Küstüm sana Hoca'M.
    Daha da barışmam senle, huhaaaa...:D

    Hoaoo, millet, bakın burda küsecek değerli birisini buldum, ben hemen ona küsüyorum, sizde oralara bakın, belki küsecek birisini bulursunuz.

    Küsmeyi seviyorum, oda beni...(:

    YanıtlaSil
  18. yaa küsme ama :/ sen ve senin o enteresan yorumların olmadan naparım ben :(

    YanıtlaSil
  19. Resmen utandım :)
    Küsmemiştim ki ?
    Küsmedim ki ?
    Küsemem ki ?
    Ne desem ki başka...:)

    YanıtlaSil
  20. O zaman izin isteyelim :))

    Onun anlayacağı bir dilden.

    Arkadaşlar arası lakpla.

    Kurba izin varmı?

    Okuyorsan ses ver la.

    :))) habu kiz güzel yazayı da :)

    YanıtlaSil
  21. disturbed, tamam anladım :) küsmedin. Yalnız dikkat ettim face de beğenmemişsin blogumu!

    başkend,teşekkür ederim. kurba izin versin ama çok merak ettim yazıyı :)

    YanıtlaSil
  22. Çok güzel bir yazı olmuş topragum.
    yüreğine sağlık yazan ellerin dert görmesin.

    Başkend'e

    Kanka mutlu biten aşklar hikayeleşir.

    Okuma yazman var biliyorumda seninde benim gibi konpozisyon dersin zayıftı unutma :)))

    ortada bir yazı yoktur umarım.

    beni sallayın :)) cıxxxx dokunmayın kalb-i mecruhluğuma.

    Kurba..

    YanıtlaSil
  23. kurba nolur anlatsan yani :D iki üç kelimeyle anlat ben hikayenizin sonunu mutlu yaparım :) değiştirirm falan. ama gerçeğini öğrenmek istedim

    YanıtlaSil
  24. Hikayenin aslında mutlu bir son tarafı var ama sen bana demedin mi ben çok ağlak bir tipim heleki çocuklar konusunda diye.

    yapma etme toprağum.

    Kurba..

    YanıtlaSil
  25. bi dk kurba değilsin sen güneşsin o zaman :S şimdi daha da merak ettim :/

    YanıtlaSil
  26. Bir lakabımız , kurbalığımızın bilinmediği kalmıştı oda tam oldu :))))

    Gülümse ya. ne öle :s :/ koymalar.

    :))))))

    Kurbayım ben..

    YanıtlaSil
  27. iyi pki :) madem anlatmak istemiyorsun, ben de dinlemem :))

    YanıtlaSil
  28. Lan sen benim edebiyattı konpozisyon derslerimden milete ne :))))

    ayrılıkta sevdaya dair ayrılanlar hala sevgili dememiş mi adını unuttuğum bir sair :)))

    anlatmasın mı dedin şimdi anlamadım :)) yoksa anlatacak kapasite mi yok demek istedin.


    :)))

    bakıyorumda lakabınla birlikte seni tanımayan yok :) nasılda anladı kim olduğunu istediğin kadar kurba olarak gez sen eee biri böyle yakalar :))

    o zaman Bir kurba sözüyle bu aşka başlayabiliriz.

    Kurba : Ayrılık sözleri içermeden içimde kalacağını hep biliyordum. Çünkü onu sevdiğimi , aşık olduğumu anladığımda milyonlarca mutluluk sözlerinin öznesi dolmuş olmuştu. Ya şimdi yanımdaki kocaman boşluk olarak görünen yanlız bendenimin içinde kocaman dolu dolu sevda sözcükleri var.

    Ve o mutsuz biten aşk hikayesinin en güzel mutluluk sahnesi. Başka bir bedende kalbi hala ölmemiş olması ve atıyor.

    Kurba benim 5 yaşından beri tanıdığım en iyi insandır o benim çocukluk arkadaşımdır anlatmamı istemesi kimsenin üzülmemesidir.

    madem duygusalsın bende ağlatmıyım seni.

    YanıtlaSil
  29. başakend çok iyi gidiyodu ya, dinliyodum ne güzel :/

    YanıtlaSil
  30. İyimiydi anlatış tarzım devamını istiyorsun yani.

    YanıtlaSil
  31. Face'teki duvarım bombosch Hoca'M, çünküm because yani...

    Beğendiklerin duvarına tırmanıyor, ne biliyim üzerine çıkıyorlar, kalabalıklaşıyorlar, aşağı atlıyorlar, fındık fıstık...

    O yüzden "beğen" yazısını tıklamıyorum yoksaaa v'Allah şu blog aleminde tek okuduğum yazar sensin ve yazılarını dehşetle, ibretle, istekle, sevinçle, coşkuyla, aliyle, veliyle ve asumanla takip etmekteyim ayrıca face'teki yerinide ziyaret etmekteyim amma gel gör ki o "beğen" şeyini tıklamak istemiyorum, duvarımın bosch kalmasını seviyorum...:D

    Face'ide zaten merak ettiğim kişiler için kullanıyorum, bazen resimlerine bakıyorum, duvarı görünenlerin duvarlarını inceliyorum, onlar hakkında fikirler ediniyorum, mesela sizide orda buldum...(: ve inanır mısın face'imde üç tane arkadaşım var, ikisi yeğenim biriside gardaşım...

    Yoksa senin blog'unu beğenmez miyim ayol....:D

    YanıtlaSil
  32. başakend tabi ki anlat.! durduğun hata :))

    disturbed çoook teşekkür ederimmm :)) sen de en sewdiğim okuyucularımdansın :D

    YanıtlaSil
  33. süper bi hikaye :) zırıltı sevdiğine kavuşup mutlu mesut devam etmiştir yaşamına inşAllah.. :))

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bi sesin çıksın..